B�lgede ara�t�rmalar yapm�� olan Arkeolog
Prof. Dr. Cevat Ba�aran, �u tespitlerde bulunmu�tur:
"Van'�n 18 km. kuzey bat�s�ndaki �it�ren k�y� yak�n�nda
yer alan Zeve �ehitli�i'nde 4 Nisan 1990'da ba�lanan kaz�
�al��malar�nda, olay� ya�ayan g�rg� tan�klar�ndan �brahim
Sarg�n'�n s�zl� ifadeleri do�rultusunda yap�lan kaz�da,
30-40 cm. kal�nl�ktaki dolgu topra��n kald�r�lmas�ndan
sonra topluca �ld�r�lm�� insan iskeletleriyle
kar��la��lm��t�r.
Bunlar�n baz�lar�nda kafataslar�n�n k�r�k ve
ezik, yer yer de �atlak ve yan�k oldu�u izlenmi�tir.
Kaz�da ele ge�en buluntular�n en �nemlileri han�er ve kama
y�zleri, �ok say�da mermi kovan�, ipekli kuma� par�alar�,
Sultan Re�ad tu�ral� boncuklar� olan gerdanl�k, balmumuyla
kapl� muska, bak�r paralar ve s�r�a d��melerdir.
Bulgular, g�rg� tan��� ifadesi ile birle�tirilince �u
bilgilere ula��lmaktad�r. 1915 y�l�nda Ruslar�n deste�inde b�lgeye giren
Ermeni �eteciler, k�yleri bas�p sivil T�rk ve M�sl�man
halk� katletmeye ba�larlar.
Yak�n �evredeki 8 k�yden toplad�klar� yakla��k 2000-2500
ki�ilik bir toplulu�u zorla Zeve k�y�ne getiren Ermeni
�eteciler, bunlar� rasgele evlere ve ah�rlara doldurup
delici ve kesici aletlerle i�kence yapt�ktan sonra
insanlar�n �zerine ate� a�m��lard�r. Ard�ndan da b�t�n
evler yak�lm��t�r.
Kaz�da ortaya ��kar�lan malzemeler Van M�zesi "Katliam
B�l�m�"nde sergilenmektedir."
NUH BEY (POLATO�LU)
Barla L�hikas�nda ismi ge�en ve kendisine hitaben Bedi�zzaman hazretleri taraf�ndan iki mektup yaz�lan merhum Nuh Polato�lu, 1892 y�l�nda Van’da d�nyaya gelmi�tir. Kendisi Eski Said d�neminde Bedi�zzaman Hazretlerinin Van’daki dostlar�ndan biriydi. Nuh Bey’in, ayn� zamanda, Molla Hamid Ekinci ile de s�k� m�nasebetleri ve dostluklar� vard�. Molla Hamid Ekinci ise; 1923-1925 y�llar� aras�nda, Van’da bir ma�arada ikame-i hayat eden Bedi�zzaman Hazretlerinin yak�n hizmetinde bulunmu� �nemli bir �ahsiyettir...
Nuh Polato�lu, 1925’de �nce Burdur’a, sonra da Isparta ve Barla’ya s�rg�n edilen Bedi�zzaman Hazretlerine Hac’tan getirdi�i hurma ve Zemzem suyundan g�nderir. Tevafuk eseri olarak ayn� anda �stad da kendisine Barla’dan bir tak�m K�lliyat ile iki ay arayla iki adet mektup yaz�p g�ndermi�tir. �stad’�n g�nderdi�i kitaplar �imdi 89 ya��ndaki Vanl� Cahid �nsal’da bulunmaktad�r. Bedi�zzaman’�n Nuh Bey’e yazd��� mektuplar Barla L�hikas�na girdi�inden, 1935 Eski�ehir Mahkemesince Nuh Polato�lu’nun ad� tespit edilir ve tutuklan�r. B�ylece Bedi�zzaman Hazretleriyle beraber alt� ay�n� Eski�ehir hapishanesinde ge�irmi�tir...
Nuh Polato�lu 1978 senesinde 86 ya��nda iken Van’da vefat etmi�tir. Mezar ta��nda ��yle yazmaktad�r: Hac� Mehmet O�lu Hac� Nuh� Polato�lu. Do�um: 1308 Vefat�: 25.4.1978
Nuh Bey’le ilgili hat�ralar ile Bedi�zzaman’�n bahsi ge�en iki mektubunun yaz�l�� hik�yesi, Nuh Bey’i yak�ndan tan�yan Van Nur talebelerinin ilklerinden 1921 do�umlu Cahid �nsal ve 1925 do�umlu Nuri G�le�er’in katk�lar�yla haz�rlanm��t�r. Yak�nlarda bas�lacak olan “A�abeyler Anlat�yor-4” kitab�ndan okunabilir…
(Nuh Polato�lu Bedi�zzaman’a olan muhabbetinden dolay� foto�raflar�n montaj�n� yapt�rm��.)
Nuh Bey Ve Barla L�hikas�ndaki �ki Mektubun Yaz�l�� Sebebi
Hac� Nuh Bey’in Hac d�n���, Barla’da bulunan �stad Bedi�zzaman hazretlerine g�nderdi�i hurma ve Zemzem hediyesi, �ok �nemli iki mektubun yaz�lmas�n�n vesilesi olmu�tur. Bu mektuplar Barla L�hikas�n�n 122. ve 254. sayfalar�nda bulunmaktad�r. Mektuplar�n bir ay ara ile yaz�ld��� anla��lmaktad�r. Vanl� a�abeylerin verdikleri bilgileri de dikkate alarak mektuplar� dikkatle inceledik... Bu hediye meselesinin �zeti ��yle:
Barla L�hikas�ndaki birinci Nuh Bey mektubu
Hac d�n���, Nuh Polato�lu Bedi�zzaman Hazretlerine hurma ve Zemzem g�nderiyor. Hz. �stad hediyeyi alm�yor, paketini a�t�rm�yor, E�ridir’de bekletiyor. Yazd��� 1. mektupta bu mesele ��yle ge�iyor:�
“Aziz, s�dd�k, vefadar �hiret karde�lerim Hac� Nuh Bey, Molla Hamid!
“…�ok rica ederim ki g�cenmeyiniz, hediyeyi kabul edemedim. Adem-i kabul�n esbab� �oktur. En m�him bir sebeb, benim karde�lerim ve talebelerimle olan m�nasebetin samimiyetini ve ihl�s� zedelememektir. (…) (Barla L.122)
Tevafuk eseri, Nuh Bey’in Hac hediyelerini �stad’a g�nderdi�i ayn� tarihte, ayn� fiyat de�erinde, Hz. �stad da Barla’dan Van’a bir tak�m K�lliyat g�nderiyor. Hem de Nuh Bey’in hediye g�nderdi�ini bilmeden, tevafuk eseri olarak g�nderiyor… Ayn� mektupta bu tevafuk i�in ��yle diyor Hz. �stad:
“Sonra yine o Mehmed Efendi'nin hizmetk�r� E�irdir'e gidip Mehmed Efendi'nin mektublar�n� getirmi�. Yine Nuh Bey'in hediyeye ait, bana olan mektubunu getirdi. Dedim, kat'iyyen bu i� tesad�f� de�il. Sonra mektubun m��temil�t�na dikkat ettim. Tahmin ettim, Van'da Nuh Bey'in bana haz�rlad��� hediyeyi g�ndermek tarihinde, ben de ayn� tarihte (Ha�iye: Maddeten otuz liral�k, manen belki �� y�z liral�kt�r.) ayn� fiatta bir hediye-i az�meyi Nuh Bey'in nam�na Van'daki ihvan�ma g�nderiyordum.” (Barla L.122)
Yine ayn� mektubun a�a��daki sat�rlar�nda, Hz. �stad’�n g�nderdi�i hediyenin Risale-i Nur oldu�u anla��l�yor. Ehline yeti�tirmek ise; kitaplar� ele ge�iren ve ne�reden Cahid �nsal a�abeye i�aret ediyor olabilir. ��nk� Nuh Polato�lu bu kitaplar� al�nca her nas�lsa korkuyor ve topra�a g�merek sakl�yor. Kitaplar, sonradan Molla Hamid arac�l��� ile Cahid �nsal’�n eline ge�iyor. Cahid a�abey kitaplar� evinde h�l� muhafaza ediyor ve okuyor, bize g�sterdi. (Daha geni� bilgi i�in bu kitapta bkz. Cahid �nsal) �stad�n mektubundaki ilgili k�s�m ��yle:
“Ey Nuh Bey ve Hamid Karde�lerim! (...) size g�nderdi�im risaleleri muhafaza etmek ve sahib ��kmak ve benim yerimde onlar� himaye etmek binler lira k�ymetinde bana kar�� b�y�k bir hediyedir. ��nki netice-i hayat�m� ve vazife-i vataniyemi ve o havalideki karde�lerimin uhuvvet ve muhabbetlerine kar�� bor�lar�m� eda eden o risalelere cidd� sahib ��kmak, tam muhafaza etmek ve ehline yeti�tirme�e vas�ta olmak �yle bir hediyedir ki; d�nyev� hediyelerin binlerine mukabildir.� Hem emin olunuz ki; manev� zarar�m b�y�k olmasa idi Nuh Bey'in hat�r�n� k�rmayacakt�m.” (Barla L. 123)
Bu mektubun tamam�, �stad Bedi�zzaman Hazretlerinin en birinci d�sturlar�ndan olan, hediye kabul etmeme s�rr�n�, hikmetini ve sebebini izah eder.
Barla L�hikas�nda ikinci Nuh Bey mektubu
Hediyeler Barla’ya gittikten sonra, aradan bir ay kadar ge�iyor ve Nuh Bey’in mektubu da, Van’dan, Barla’ya, �stad Hazretlerine ula��yor. Mektubu al�p okuyan �stad, daha evvel kar��l���n� tevafuken kitap olarak g�nderdi�i paketi a�t�r�yor ve hayrette kal�yor… ��nk� beklemedi�i bir �ey ��k�yor paketten... Ve Barla L�hikas�ndaki konuyla alakal� ikinci mektubu yaz�yor �stad. Mektup, bu s�rl� meseleyi izah ediyor. Mektupta Abd�lmecid a�abeyin ad� da ge�iyor. Zira o s�rada Abd�lmecid a�abey de Van’dad�r. Mektubun ilgili k�s�mlar� ��yle:
“Aziz, S�dd�k, Vefadar, Hakikatl�, Fedak�r Karde�lerim Nuh Bey, Molla Abd�lmecid, Molla Hamid!
Hediyenin v�r�dundan sonra, bir ay kadar kaza merkezinde b�rakt�k, almad�k. Sonra Nuh'un mektubunu ald�ktan sonra getirterek a�t�k, hayrette kald�k. Tasavvurumuzun b�t�n b�t�n fevkinde ��kt�. Bu teberr�ke kar�� isti�na de�il, belki bir iltifat-� Ravza-i Mutahhara oldu�undan ona kar�� dilencilikle iftihar ediyorum.” (Barla L. 255)
Bedi�zzaman, kar��l���n� g�nderdi�i hediyenin kabul s�rr�n�, bir “iltifat-� Nebev�” olarak ��yle a��kl�yor. Yine ikinci mektuptan:
“�ok m�barek hediyenizi a�t�k g�rd�k ki, Van hediyesi de�il, belki Medine-i M�nevvere ve Ravza-i �erife'nin m�barek kerametli hediyesidir. Hem fiat�, �st�nde yaz�ld��� gibi yirmibe� lira de�il, yirmibe� bin liradan fazla manen k�ymetlidir. O m�barek hediyeyi Medine-i M�nevvere nam�na, bu havalideki Kur'an-� Hak�m'in hizmetinde h�lis hizmetk�rlar�na ve benim arkada�lar�ma tevzi' etmek i�in -alerre's-i vel'ayn- kabul ettik. Fakat bu manev� hediyenin ehemmiyetli bir s�rr� bulundu�u bana ihtar edildi. Yani Cenab-� Hakk'a y�z bin ��k�r ediyorum ki, Kur'ana ve Z�t-� Risalet'e hizmetimizin bir al�met-i makbuliyeti nev'inden olarak, bir iltifat-� Nebev�yi hissettim.” (254)
Hz. �stad, “bu Nuh muh i�i de�il” diyerek, bu hediyele�menin tesad�f� olmad���n� tevafuk eseri oldu�unu ��yle izah ediyor:
“(…) Fes�bhanallah dedim, bu hediye i�inde s�rlar var. Tedkike ba�lad�m. Bakt�m ki, g�nderdi�im risaleler ka� par�ad�r; her bir par�aya mukabil bir nevi hediye var. Yirmibir par�a, hem risalelerden hem teberr�kten sayd�m. Bu �e�it teberr�k�, �imdiye kadar i�itmemi�tim. Hi�bir hac� b�yle bir zamanda, b�yle merak edip, her nev'den bir k�s�m als�n. Hem benim hesab�ma Medine-i M�nevvere'nin m�barek e�yas�n� bana ay�r�p g�ndersin. Bu demek Nuh muh i�i de�il. Ravza-i Mutahhara sahibinin bu teberr�k i�inde bir iltifat� vard�r.” (Barla L. 256)
Bedi�zzaman Hazretleri bu s�rl� hediyele�menin hurma ve Zemzem say�s� ve cinsine g�re izah�na ��yle devam ediyor:
“�yle ise sair nev'lerin dahi, risalelerin nev'lerine i�aret eder diye, dikkat ettim ki; yedi nev' hurma g�nderilmi�. Bir par�as� b�y�k�e, otuz�� tane kadar. Fes�bhanallah dedim, yedi nev'i g�ndermekte ne mana var. Birden kalbime geldi ki:�Sonra o m�barek m�-i zemzem, b�y�k�e bir �i�e ve parlak nuran� bir surette i�inden ��kmas�. Dedik ki: Madem o levha-y� m�barek Mu'cizat-� Ahmediye'ye, o yedi nev' hurma marifetullaha ve resail-i tevhide i�aret var. Elbette bu m�-i zemzem dahi, �b-� hayat�n m�-i zemzemesini k�inata da��tan Kur'an-� M�bin'in menba'� ve birinci mahall-i n�zul� bi'r-i zemzeme civar� oldu�undan Yirmibe�inci S�z olan �'caz-� Kur'an'a i�aret vard�r. Ve al�met-i makbuliyet olarak telakki ediyoruz.” (Barla L. 257)
Isparta’n�n Uluborlu �l�esinde 1898 senesinde bu d�nyaya g�zlerini a�an Ahmet Feyzi Kul a�abeyimiz, Nurlarla i�tigali s�ralar�nda daha �ok �zmir’e yak�n, Ayd�n’a ba�l� Ortaklar Bucak’�n�n �aml�k k�y�nde ya�am��t�r. 1930 lu y�llar�n ba�lar�nda �stad Bedi�zzaman’� tan�m��t�r. �stad�na yazd��� mektuba ‘Ayd�n M�ft�s�’ diye imza at�nca (Barla L. 187) 1935 Eski�ehir hapsinden kurtulmu�; fakat daha sonraki Denizli ve Afyon hapislerinde yatm��t�r. Afyon Mahkemesinde: ‘Bu as�rda zuhur eden Risale-i Nur'a ve m�ellifine i�aret eden, �yet ve hadislerden istihra� yapan “Maidet�'l-Kur'an” adl� eserinin �ok mevzubahs edildi�ini ve yine Afyon Mahkemesindeki “�a�aal� m�daafas�”n�n mahkemenin seyrini de�i�tirdi�ini Sungur a�abey anlat�yor. “Maidet�'l-Kur'an” bizzat Bedi�zzaman taraf�ndan “T�ls�mlar Mecmuas�”na zeyl olarak konulmu�tur. Hz. �stad ona, 'Risale-i Nur'un manevi avukat�' diyor Nur talebeleri Ahmet Feyzi a�abeyin �ok kuvvetli hitabet kabiliyetini ve ilm-i cifr’e vukufuyetini iyi bilirler. 1972 de Antalya’da vefat etmi�tir, kabirleri �aml�k’tad�r.
Afyon Mahkemesinde "Maidet-�l Kur'an" s�k�nt�s�
“S�lisen: Haber ald�m ki, �ok �al��an, fakat ihtiyats�z Ahmed Feyzi'nin "Maidet-�l Kur'an" ba��nda mal�m mektubumu mahkeme heyeti bahane ederek -ki: "Said kendi hakk�ndaki medihleri vesaireyi tasdik etmi�." -benim mahk�miyetime bir sebeb g�sterilmi�. Ben m�kerrer dedim ki, her �eyden evvel Ahmed Feyzi onu beyan edip -ki o mektup, kendi hakk�ndaki mektuplar� kabul etmemek ve sair bir k�sm�n� ta'dil etmek l�z�mken- l�zumsuz onlar� hiddete getiren �eyleri yazm��. Ben onun bin kusurunu g�rsem, ondan g�cenmem. Fakat Nurlara zarar gelmemek i�in cesurane ve ihtiyats�z hareketten bir derece �ekinmek l�z�md�r.
R�bian: Feyzilerin bir kahraman� olan Ahmed Feyzi karde�imiz de, Tahir�'nin ko�u�u olan medresesinde aynen Tahir� gibi davranmal�. Ve gidenlerin yerinde, onlar�n �akirdlerini Kur'an ve Nur dersleriyle ve yaz�lar�yla te�vik etsin. D�n bana g�nderdi�i yeni talebelerin defterleri benim haz�n halimi sevince tebdil etti. Elhamd�lillah dedim.” (�ualar 536)
Ahmed Feyzi Kul a�abeyi tan�mam
1968’den itibaren 1972’ye kadar Ahmed Feyzi a�abeyi �zmir’de muhtelif ev derslerinde, Kemeralt� Camii k�t�phanesinde, �aml�k’taki evinde onlarca defa g�rd�m, dinledim. Fakat binlerce kere pi�man�m ki, hi�bir h�l ve h�t�ras�n� kaydetmemi�tim. Esasen o zamanlarda Ahmed Feyzi a�abeyin kim oldu�unun da tam fark�na varamam���m maalesef. H�f�zamda kalanlar ise o muhte�em sesi ve hitabesi; k�yl� k�yafeti ile konu�uncaya kadar varl��� pek fark edilmeyen g�r�n���; m�dakkik bir nur talebesi olan karde�i Mehmed Emin Kul ile �aml�ktaki evlerinin bah�esinde tatl�–sert bel�gat �aheseri diyebilece�im sohbetleri; Fethullah G�len Hocaefendi ile l�tifeleri ve bir ke�fi: Daha talebe iken Ziyaeddin Bey’e ‘Gaymakam Bey’ diye hitab etmesidir... Ahmed Feyzi a�abeye sesi ve �ekliyle en �ok o�ullar�ndan Faruk Kul benziyor.
Ahmed Feyzi a�abeyi tan�yabilmek i�in, en iyisi onun �ok yak�n�nda bulunmu� a�abeylerden kaydetti�im h�t�ralar� yazmakt�r diye d���nd�m. Kaderin bir cilvesi olarak bu h�t�ralar�n ekserisini de seneler sonra yine �aml�kta yap�lan derslerde kaydettim:
�aml�k ve �aml�k dersleri
�aml�k; Ayd�n Ortaklar Buca��na ba�l�; �zmire y�z kilometre mesafede, Sel�uk’a yak�n bir k�y. Ahmed Feyzi a�abey �aml�k kabristan�nda yat�yor. �imdilik kom�ular�: Mehmed Emin KUL, Hasan �t�f EGEMEN, C�hid ERDO�AN, N�il PAPATYA, S�im ATLIHAN, Mustafa TEZCAN, Ahmed �A�DIR, Fethullah ALTIKAT, M�c�hid KARADEL�, ��kr� YAZICILAR. �aml�k’ta 1980’li senelerin ba�lar�ndan beri yaz ba�lar�nda, senede bir kere, hemen b�t�n a�abeylerin i�tirak etti�i dersler tertip edilmektedir. �aml�kta �stad�m�z� g�rm�� a�abeylerden y�zlerce h�t�ralar dinlemek nasip oluyor. Ahmed Feyzi a�abeyin evladlar� �aml�kta 10 d�n�me yak�n bir araziyi hizmete ba���lam��lard�r. Dersler de bu arazi i�inde olmaktad�r.
�AMLIK. 01.07.2001
Sungur a�abey Ahmed Feyzi
a�abeyi anlat�yor:
Ahmet Feyzi a�abey biliyorsunuz Denizli ve Afyon hapsine girenlerden. Afyon’da muhte�em, o �a�aal� m�dafaas� sebebiyle; heyet karar�yla, ves�ireyi o yerine getirecek endi�esi ile 18 ay a��r cezay� ona verdiler.
Ahmet Feyzi a�abey mahkemeden sonra �� d�rt defa daha �stad�n yan�na gelmi�ti. ��te son geldi�inde ben de �stad�m�z�n yan�nda idim. �stad�m�z “karde�im! Ben 30 senedir Ege’ye bak�yordum, bana muk�bil bir ruh g�r�yordum, O’da sensin, hatta ben Ege B�lgesine gidecektim, sen vars�n diye gitmedim” m�nas�nda b�z� �eyler s�yledi.
A.Feyzi a�abey hi� sars�lmad�, 1954 de T�hir�, Z�beyr, Ceylan, Bayram �stad�n yan�nda iken �stad “Afyon hapsinde talebelerin b�z� m�naka�alar�ndan �ok s�k�ld�m, T�hir� ve Ahmet Feyzi hi� sars�lmad�lar, hi� m�naka�aya girmediler” dedi.
A.Feyzi a�abey “Maidet�'l-Kur'an”� y�ni Kur’andan gayb� i��retleri yazd� ya, b�z�lar�, sen bunu yazd�n onun y�z�nden mahkeme uzad� diye Ahmet Feyzi a�abeye kar�� tav�rlar� olunca A. Feyzi a�abey hi� sars�lmam��t�, �ok s�d�kt�. Hatt� mahkemeden sonra da 101 sayfa temyize m�dafaa yazm��t�. Mesel� Ceylan �yle m�dafaalar yazmazd�, haz�r m�daafalar var ya onlardan okudu mahkemede.
�lk mahkeme 17-18 haziranda oldu. Birinci mahkeme norm�l ge�ti, amma ikinci g�n ��leye kadar h�kim “Maidet�'l-Kur'an” sebebiyle s�k��t�rmaya ba�lad�, bast�n m�, da��tt�n m� diye. “Maidet�'l-Kur'an” mal�m; A.Feyzi a�abeyin kendi te’lifi. ���ret-i gaybiye, ihb�rat-� gaybiye. ��te mahkemede �ok s�k�nt�l� bir durum oldu. H�kim devaml� soruyor, s�k��t�r�yor.. ��te o esnada A.Feyzi a�abey de revirdeydi. Bunu duyunca i�te bu m�dafaay� haz�rl�yor. Bize “ben mahkeme da��lmadan gideyim” dedi. Hemen gidip mahkemeye ibraz etmi�ti m�dafay�. H�kimler bu m�dafay� dinledikten sonra ak�am �zeri birden mahkemenin safahat� de�i�iverdi. Hakimlerdeki o �iddet, o hiddet birden s�n�verdi.
Muhte�em ve �a�aal� m�daafa’dan
Afyon A��r Ceza Mahkemesine
Say�n H�kimler! Bir din �limi ile g�r��mek, onun din hakikatlerine ait kitablar�n� okumak ve yazmak ve din arkada�lar�n�n imdad�na ko�mak �zere dinine ve Kur'an�na ve Peygamberine (A.S.M.) hizmet etmek bir m�'minin vazifesi ve hakk� de�il midir? Bizi bu hizmet-i diniyeden men'eden bir kanun maddesi var m�d�r?
�hirzamanda had�sin haber verdi�i �ah�slar�n mes'elesine gelince: Bu mevzular� biz kendimiz uydurmad�k. Bunlar�n asl� dinde mevcuddur........ Say�n Savc�, bize k�t�bhaneleri dolduran binlerce Arab�a ve bug�n�n ruhuna terc�man olamayan kitaplar� tavsiye ediyor. Say�n Savc� ve onun gibi d���nenler, Risale-i Nur nam� alt�ndaki k�lliyat-� ilmiyeyi ve hazine-i h�rriyeti ve hakikat-� �liyeyi be�enmeyebilirler, tenkid de edebilirler. Bu kendilerinin bilece�i bir i�tir. Bizim �u veya bu esere ra�bet etmemize ve ona k�ymet vermemize kar��amazlar. Biz Risale-i Nur'u seviyoruz.........
Tahsil hayat� �� aydan ba�ka mevcud olmad��� halde, bu kadar feyz-i ilim ne�reden ve ilminin h�rikalar�yla en m�nteha mesail-i ilmiye ve �liyede en y�ksek m�tefekkirleri dahi hayrette b�rakacak bir mant�k ulviyeti ibraz eden ve hayat�n�n yar�s�ndan sonra ��rendi�i bir lisanda bu kadar cazibedar bir tarz-� beyan ve s�r�kleyici bir hararet izhar eden ve gayet feyyaz bir a�k ve heyecan terenn�m eden ve bir derya-y� iman ve bir hazine-i tevhid ve bir umman-� hikmet halinde co�an bir ikinci Bedi�zzaman g�sterebilir misiniz?
F�ni zevahirin �l�yi�ine edna bir meyl ve iltifat g�stermeyen ve en k���k bir menfaat ve lezzete tenezz�l etmeyen; levs-i f�ninin aya��na dola�an b�t�n yaltaklanmalar�na asl� k�ymet vermeyen; kimseden bir �ey beklemeyen ve dilenmeyen ve kendisine arz edilenleri kabul etmeyen; iffet ve ismetin en �l� �rneklerini ya�atarak saburane m�tehammilane her nevi mahrumiyetlere g���s germek suretiyle kendini hakikata ve env�r-� Kur'aniyeye ve maarif-i Muhammediyenin (A.S.M.) izhar�na vakfeden ve memleket ve milletin �zd�rabat� kar��s�nda p�r-rahm � �efkat a�layan; kendine yap�lan bunca ihanetlere ra�men etraf�ndakilerin saadetleri i�in hizmetinden asl� vazge�meyen, ihtiyarl���na ve b�kesli�ine bakmayarak insanlar� gayya-y� cehl ve girdab-� ink�rdan kurtarma�a, hasb� ve �lah� bir cehd ile �al��an ve sava�an fazilet ve nur abidesini �stad addetmekli�imizi �ok mu g�r�yorsunuz?
�Say�n H�kimler!
Biz asl� siyaset�i de�iliz. Biz siyaseti, bizim gibi siyaset ehli olmayana binbir �e�it veballer, tehlikeler ve mes'uliyetler ta��yan bir meslek biliriz. F�ni zevahire de z�ten k�ymet vermeyiz. D�nyaya ancak r�za-y� �lah�ye bizi g�t�ren hay�rl� vechesiyle bak�yoruz. Bu itibarla siyaset pe�inde ko�may� ve devlet mefhumu ile m�bareze itham�n� �iddetle reddediyoruz.�����������������
Afyon Cezaevinde mevkuf
Ortaklar Buca��'ndan
Ahmed Feyzi Kul
�stad Ahmed Feyzi a�abeyin g�nl�n� almak i�in ba��n� g��s�ne koyarak tra� oluyor
Afyon cezaevinde iken, biz temyiz l�hiyas�n� yaz�yoruz. Ben temize �ekiyorum, Z�beyr a�abey de dilek�e h�line getiriyor. 101 sayfa oldu temyiz l�hiyas�. Bir g�n �stad�m�z elini ��kard� ko�u�ta b�yle b�yle i��ret yapt�. (Sungur a�abey havada yaz� yazma i�areti yapt�. �. �zcan) Ben de A.Feyzi a�abeye “�stad b�yle b�yle i��ret yapt�” dedim. Ahmed Feyzi a�abey de “��te �stad devam edin diyor can�m” dedi. Temyize L�hiya yaz�yoruz o s�rada.
Bir m�ddet sonra 2.ko�u�ta bulunan Z�beyr a�abey �stad�n yan�na gidiyor. �stad soruyor “ne yap�yorsunuz?” diye. Z�beyr a�abey “m�daafa yaz�yoruz �stad�m” deyince �stad y�z�n� buru�turuyor; “demek ki ben Z�beyr’i anl�yamam���m, ben sizi Risale-i Nur yaz�yor zannediyordum orada, demek ki siz m�dafaa yaz�yordunuz orada.” diyor. Feyzi a�abey de m�daafa yaz�yor heyecanla. Orada masa filan yok, ranzalar da yok, namaz k�ld���m�z tahta var onda yaz�yor m�daafalar�. Z�beyr a�abey �stad�n
yan�ndan geldi�i vakit, “gel benim havarim” dedi. (sen �imdi havariyi g�r�rs�n. M.Sungur) Geliyor Z�beyr a�abey: “Feyzi a�abey sen beni aldatm��s�n...” dedi. �stad’�n yan�ndan geldi�ini g�r�yor tabi Feyzi a�abey. Ahmed Feyzi a�abey Her �eyi b�rak�yor, yata��n� seriyor, yat�yor. Bir g�n yat�yor, iki g�n yat�yor.. sonra: “�stad�m! Herkes seni inkar edecek, sen de onlar� tasdik edeceksin, ill� bu Ahmet Feyzi senin son me’muru Rabban� oldu�unu dunyaya duyuracak” diye bir pusula yaz�p g�nderdi
�stada. �stad Ahmed Feyzi a�abeyi �a��r�yor. �stad�n odas� b�y�k, berber �a��r�yor tra� olacak.
Ahmed Feyzi a�abeyi de, “gel benim “Maidet�'l-Kur'an” sahibi talebem” diyerek �a��r�yor. Ahmet Feyzi a�abey “O zaman �stad ba��n� g��s�me koydu �yle tra� oldu, b�t�n ��banlar�m iyile�ti” demi�ti. �stad g�nl�n� alm�� oluyor.
Bayram Y�ksel a�abey Ahmed Feyzi a�abeyi anlat�yor
Afyon Hapsinde Z�beyr ve Ahmed Feyzi a�abeyi d�v�yorlard�.Afyon hapsinde �stad�n yan�na her zaman ��kamazd�k. “Elh�ccet-� Zehra” Risalesini �stad yazar, o volta at�lan meydana at�verirdi, biz de oradan al�p �yle �o�alt�rd�k. D�nyan�n en berbad hapishanesi oras�yd�. 70-80 ki�i bir ko�u�ta yat�p kal�yordu. Bir tek tuvalet var, hem banyo, hem abdest alma i�in tek yer oras� idi. Pis, ta�ard� sular.
T�hiri a�abeyle, Refet a�abey �st katta kal�yordu. Fakat Z�beyr a�abeyle, Ahmed Feyzi a�abey o tuvaletin yan�ndaki bo�lukta en berbad yerde kal�yorlard�. Onlar� O m�daafalar�ndan dolay� zulmen �yle yap�yorlard�. Vah�i insanlar da vard�, takunyalarla bast�lar m�, pis su “fo���” diye onlar�n �st�ne giderdi. Zaman zaman Z�beyr a�abeyle Ahmed Feyzi a�abeyi �a��r�p d�v�yorlard�. Uzaktan bile �at-�ut dayak sesleri gelirdi, biz duyuyorduk. Z�beyr a�abey de “Vuuuurrrr! Vuuuuurrr!” diye ba��r�yordu. Ahmed Feyzi a�abey y�zlerine t�k�r�rm��. Ama Z�beyr a�abey “vur!” diye ba��r�rd�, m�dafaalar� �iddetli idi hi� de tenezz�l etmezdi onlara.
�stad volta atan hapislere bir bak�versin, bir selam versin, �stad’� g�r�versinler yeterdi, �o�u hemen namaza ba�larlard�. Onun i�in �stad’a selam verenleri �a��r�p d�v�yorlard�. ������ Temmuz 1972 Ankara
***
Av. G�ltekin Sar�g�l Ahmed Feyzi a�abeyi anlat�yor
Ahmed Feyzi a�abeyle tan��mam�z 1960 y�l�nda oldu. �stad�m�z�n Ankara’ya ikinci te�rifleri zaman�nda. Sungur ve Tahsin Tola a�abeylerin Tarih�e-i Hayat davas� vard�. Mahkemeden sonra Said a�abeyin D��kap�ya giderken kiralam�� oldu�u Murat lokantas�n�n �st�ndeki dersanede topland�k. Diyarbak�r’dan Mehmet Kayalar a�abey de vard�. Bir k��ede 60 ya�lar�nda, ihtiyarca, orta yap�l�, kalender bir zat sandalyede oturuyordu, kim oldu�unu da bilmiyorum. Sonra oradaki cemaate �kaz mahiyetinde bir “E�z� besmele” �ekti ve konu�maya ba�lad�. Hayat�mda hi� kar��la�mad���m bir hit�bet k�biliyeti temerk�z etmi�, hitabetin ��hikas�na ��km��t� o zat. Donduk kald�k, sordum, “kimdir bu zat?” Dediler ki: “bu Ahmet Feyzi a�abeydir.” ��te ilk kar��la�mam�z b�yle olmu�tu. Sonradan davalar�n t�kip heng�m�nda birbirimizle ha�ir ne�ir olduk.
K���k biraderi vard�. Mehmet Emin Kul a�abey. O m�barek l�hika mektuplar�n� d�ima yan�nda ta��r ve o l�hikalardan fevk�lede g�zel dersler yapard�. D�st�rlara �ok ba�l� idi. Onunla daha s�rda� idim.
Ben 1970 de �zmir de yaz�hane a�m�� i�imi oraya nakletmi�tim. Ahmed Feyzi a�abeyle s�k s�k g�r���rd�k. Bakt�m bir g�n benim yaz�h�neye ��kageldi. Gayet yorgun ve �zg�n bir vaziyette oturdu. Sordum “hayrola a�abey seni �ok yorgun ve �zg�n g�r�yorum”. “Senin ki” dedi “seninkinden kaynaklan�yor.” Seninki dedi�i de k���k biraderi Mehmet Emin Kul a�abey. Dedim “hayrola?” “Valla seninkiyle iyice koptuk, bana ba��r�yor, �ocuklara ba��r�yor.. bir haftad�r konu�muyoruz, y�ni ipler koptu.” Ben “olamaz, siz birbirinizden kopamazs�n�z” dedim. “Yok, bu sefer ba�ka.” Sonra durdu durdu “sen gel de, bizim aram�z� buluver” dedi. “Hakikaten ciddi mi s�yl�yorsun?” dedim. “�ok ciddi s�yl�yorum, sen gel, pazar g�n� bekliyorum” dedi.
Ben de hakikaten ciddiye ald�m ve atlad�m otob�se geldim �aml��a, yoku�u ��kt�m, �urada evleri var, nerdesiniz filan diye ba��rd�m, kimse yok. Sonra biraz daha ��kt�m, bakt�m �u armut a�ac�n�n alt�na kumrular gibi yan yana oturmu�lar, sohbet edip duruyorlar. “Sel�m�n aleykum” dedim. “Aleyk�m sel�m” dediler. “Y�hu b�yle kumrular gibi yanyana oturup sohbet edecektiniz de, beni buraya kadar niye yordunuz?” Ahmet Feyzi a�abey l�f�n alt�nda kal�r m� hi�. “Ne olmu� beyefendi, aram�zda o kadar hukuk var, senden bir ricam�z oldu, bu kadar hukuk yan�nda bunun bir k�ymeti var m�? Ne olmu� y�ni” dedi. Bakt�m Mehmet Kul amca da g�l�yor, “sen biradere bakma yahu” diyordu. “Ben sizi art�k iyice koptular zannediyordum, ama memnun oldum bir �ey yokmu�” dedim. Hakikaten �ok enteresan bir �ekilde hararetle m�naka�a ederler, i� fazla ileri gitmeye ba�lad� m�, A.Feyzi a�abey “y�hu tamam ben sana bir �ey demedim can�m” der. M.Emin amca da “tamam tamam ben sana bir �ey demedim” der orada kal�rd�.��
17 Ekim 1972 de Antalya’da bizim evde vefat etti
Babama kar�� bir h�rmeti vard�, bir mes’ele zuhur etmi� herh�lde benim �zmir’de davada bulundu�um heng�mda, kalkm�� Antalya’ya gitmi�. Ramazan ay�, sahuru babamla beraber yapm��lar, hemen akabinde fenala�m�� ve bizim evde nasip oldu, orada vefat etmi�.
Isparta’dan telefon a�t�lar biz Mustafa Birlik a�abeyin d�kkan�nda idik. Haber geldi bize sordular: “Biz Antalya’da kalmas�n� arzu ederiz, belki toprak �ekmi�tir” dedik. Me�er Emin a�abey bizden evvel duymu� kamyonla Antalya’ya gitmi� ve cenazeyi getirmi�. Fethullah Hocam�z namaz�n� k�ld�rd�, �aml��a defnettik. B�t�n cemaat cenazesine i�tirak etti. Demek ki burada olmas� hayra vesile oldu. Her y�l burada toplan�p ders yap�yoruz.
***
H�seyin �a�d�r a�abey Ahmed Feyzi a�abeyi anlat�yor
Ahmet Feyzi a�abey �zmir’e geldi�inde ekseriye Mustafa Birlik karde�in evinde kal�rd�. Ara s�rada da bizde misafir kal�rd�. �yle m�tev�zi idi ki biz onun de�erini bilememi�iz, �imdi anlayabiliyoruz.
Yine bir g�n Mustafa Birlik karde�in evinde bir ders vard�. 1960 ihtil�li sonras�yd�, Mehmet Ali Ayta� isminde bir korgeneral parti kurmay�, senat�r olmay� akl�na koymu�. Sonra sormu�, “bizi kim destekler” diye, baz�lar� da bizim adresi verip “sen Nurcularla g�r��” demi�ler. O vesile ile Birlik karde�in evine gelmi�. “Biz e�er meclise girersek �ngiliz Demokrasisini getirece�iz” falan gibi... yar�m saat konu�tu. Ahmet Feyzi a�abey de k��ede yata��nda uyukluyor da dinlemiyor gibi sanki ama.. sonra bir ba�lad� konu�maya: Asr-� Saadet, �sl�miyet’teki demokrasi meselesini �ok veciz bir �ekilde bir saat kadar iz�h etti. Konu�ma fevkalade olmu�, hepimizin �ok ho�una gitmi�ti. Sonra “ben bir abdest alay�m” diyerek d��ar� ��kt�.
Korgeneral M.Ali Ayta� hayret ve takdirle: “Yahu bu zat kimdir? Ben hayat�mda b�yle bir zat g�rmedim, bu nas�l konu�ma b�yle, niye daha evvel s�ylemediniz? Bu adam�n yan�nda konu�ulmaz yahu” dedi. Tabi sonra karde�ler �stad�m�z�n talebelerinden oldu�unu izah ettiler..
A. Feyzi a�abeyin mektubunu ezberleyen avukat
Bizim �brahim Ethem Sar�o�lu diye bir avukat�m�z vard�. Torbal�lar, Ayranc�l�lar bilirler. Nurlara dost birisidir. Eskiden Ramazanlarda v�izler gelirdi �zmir’e, Ramazan boyunca vaaz ederler, Tire, �demi� gibi yerlere de g�t�r�rlerdi onlar�. ��te yine b�yle Tire’ye bir hocay� g�t�rm��ler. Gen�ler de “hoca geldi dinleyelim” diye toplanm��lar. Ethem Sar�o�lunu da davet etmi�ler. Ethem o zaman Tire’de yat�l� okulda okuyor, hen�z avukat de�il, onu da �a��rm��lar. Biraz atak bir insan oldu�undan hocaya sormu�: “Hocam benim kafam� bir �ey i�gal ediyor, Allah her �eyi yaratt� tamam, Peki Allah� kim yaratt�?” �eklinde o zamanlar�n modas� bir su�l soruyor. Hoca da “yahu bunu kar��ma niye getirdiniz? B�yle su�l mi olur?” diye ��k���nca kendi if�de ediyor “ben de toplant�dan ��kt�m gittim” dedi.
Bir m�ddet sonra da Ahmet Feyzi a�abeyi d�vet ediyorlar Tireye. Ethem’i de �a��ral�m diyorlar ve Ethem Sa��ro�lu ayn� su�li A.Feyzi a�abeye de soruyor. A.Feyzi a�abey “o�lum! Bak sen tahsilli insans�n, bak daha su�li sorarken hata yap�yorsun, sen H�l�k ar�yorsun, fakat mahl�k olsun diyorsun. H�lbuki H�l�k mahl�k olmaz, mahl�k da H�l�k olmaz...” diye giriyor Nurlardan uzunca bir ders veriyor. Sonradan avukat olacak olan Ethem Sar�o�lu “ben tam tatmin oldum” diyerek memn�niyetini belirtiyor.
A.Feyzi a�abey i�in pe�ini b�rakmayarak, Ethem’in ib�dete de ba�lamas� i�in bir mektup yaz�yor. Fakat �ok veciz bir mektup. Hatta bu Av. Ethem Sar�o�lu mektubu ezberlemi�. Ethem benim hal�c� d�kkan�ma �ok gelirdi. B�yle bir g�n beraber otururken A.Feyzi a�abey de ��kageldi. Sarma� dola�tan sonra bu ba�lad� mektubu ezberden okumaya. A.Feyzi a�abey: “Ac��ip! kim yazm�� bunlar�? Nas�l ifadeler bunlar?” demeye ba�lad�. “Ahmet Feyzi a�abey sen, beni filanca tarihte ibadete d�vet i�in bu mektubu yazm��t�n, ben bunu ezberledim” deyince. “Aaah ben eski h�limi hi� g�remeyom” diye kendine has usl�b� ile cevap vermi�ti.
***
Musa Yukar� a�abey Ahmed Feyzi a�abeyi anlat�yor
Ahmed Feyzi a�abey bizim Ayranc�lara �ok gelir, Risalelerden dersler, sohbetler yapard�. Bu arada bir karde�imiz ona ��yle bir su�l sordu. “Ben Risale-i Nur’u okuyorum fakat anl�yam�yorum, ne yapmam l�z�m?” dedi. Feyzi a�abey buna “tahsilin ne?” diye sordu. O da “�lkokul” dedi. “�imdi sana tahsili �ok yapsan �niversiteyi bitirsen anlars�n desem... �ok �niversite bitiren var, tahsil yapm��lar var anlayam�yorlar. Arap�a, Fars�a bilsen anlars�n desem.. Onlardan da �ok Arap�a, Fars�a bilenler var, onlardan da anlamayanlar var Risale-i Nurlar�.
�imdi ben sana Risale-i Nurlar� anlaman i�in �unu tavsiye edece�im:
Evvel�: T�vbe isti�far edeceksin, hangi g�nahlar�m var ki; Kur’an�n bu as�rdaki tefsirini anlayam�yorum, hangi g�nahlar�m m�ni oluyor diye t�vde isti�far edeceksin.
�kinci tavsiyem de: Mideye giren l�kmaya dikkat edeceksin haram olmas�n, e�er v�c�da giren l�kma haram olursa, nas�l ki bir �e�menin havuzuna bulan�k su girerse, etraftaki musluklar� a��nca b�t�n sular bulan�k akar. Mideye de haram girdi mi b�t�n v�cudun �zalar� bulan�r, g�z hakikat� g�remez, kulak hakikat� i�itemez, b�t�n �zalar bulan�r.
Demek ki: 1. T�vbe isti�far edeceksin. 2.V�cuda haram l�kma almacaks�n, i�te o zaman Risale-i Nurlar� anlars�n” dedi.
Bir m�ft�ye “R.Nur oku �man�n� kurtar” dense do�ru olur mu?
Sene 1960 ocak- �ubat aylar� olacak, bize Ankaral� Karde�lerden bir yaz� geldi. Bu yaz�da: “Demokrat Parti Milletvekilleri ile konu�abilecek olanlar Ankara Mahkemesi dolay�s�yle Ankaraya buyursun. Ankaral� Karde�leriniz” diyordu. �imdi hangi semtte idi hat�rlam�yorum, “Murat lokantas�” n�n �st kat�ndaki dersanede karde�ler toplanmaya ba�lad�lar. 80-100 ki�i kadar oldu, biz de bir kenara oturduk. Orada; Bizim tan�yabildi�imiz, Ahmed Feyzi, Avukat Bekir Berk, Sel�haddin �elebi a�abeyler vard�. Sonra bir gen� geldi, ona h�rmet ettiler. Ben “bu gen� kim?” diye sordum, “bu Ceylan A�abeydir” dediler. Sohbet ve dersler yap�ld�.
Orada birisinden ��yle bir su�l geldi: Bir Nur talebesi bir m�ft�ye telefon ediyor ve “hocam bu as�rda �man�n� kurtarmak istiyorsan Risale-i Nurlar� oku” diyor, “bu do�ru mu yanl�� m�?” Telefon eden Nur Talebesi “Subh�neke” yi oku desen belki yanl�� okuyacak, bu telefon do�ru mu yanl�� m�d�r? “Bunun cevab�n� istiyorum” diye sordu. Herkes birbirine “sen cevap ver” derken Ahmed Feyzi a�abeye, “�stad sana Risale-i Nurun Avukat� demi�, onun i�in sen cevap ver” dediler. A.Feyzi a�abeyi k�rs�ye g�t�rd�ler, teyp de ses al�yor, herkes dinlemeye ba�lad�.
Feyzi a�abey a��r a��r konu�maya ba�lad�: “O karde�imizin �ekmi� oldu�u telefon do�rudur, ��nk� “Nur Talebesi” demek asr�n �sl�m kurtar�c�s� ile �sl�m y�k�c�s�n� tan�mak demektir ve �sl�m�n cihad cephesinde yerini alm�� demektir. Dost ve d��man� tan�m�� dostun yan�nda yerini alm��t�r, bunun d���ndakiler ortadad�r, bazen din d��manlar� aleyhinde konu�urlar, b�zen nedir bu Nurculuk diye Nurcular�n aleyhinde konu�urlar. Nas�l ki; bir muharebede birli�ini kaybetmemi� bir er, birli�ini kaybetmi� bir kumandandan fazla muharebede muvaffak oldu�u gibi. Risale-i Nur eserlerini okuyamay�p, dost ve d��man�n� tan�mayan kimse, asr�m�zda Diy�net Reisi de olsa her an �m�n� tehlikededir, dost ve d��man� ay�ramad��� i�in d��man taraf�na ge�ebilir.” Oradaki kalabal�ktan hi� bir �tiraz vuku bulmadan, A.Feyzi a�abeyin bu s�zleri herkes taraf�ndan kabul edildi.
N�mahremden gelen g�nahlar g�ze sirayet eder
Ahmed Feyzi a�abey bize �ok tembih ederdi “�ayet �stada ziyarete giderseniz y�z�ne fazla bak�p durmay�n �stad rahats�z olur.” Biz “neden?” diye sordu�umuzda Ahmed Feyzi a�abey: “Ekseri bizim g�zler d��ar�da n�mahreme bakt��� i�in, n�mahremlerden gelen g�nahlar g�ze sirayet eder, �stada bak�nca o �stad� rahats�z eder” derdi. Biz de �stad Hazretlerini ziyaret etti�imizde �yle yapt�k, ba�ka yerlere kenarlara, hatta ba��n�n �st�nde “Dost istersen Allah yeter” levhas�na bakt�k.
�AMLIK 23.06.2002
Mustafa Birlik a�abey A.Feyzi a�abeyi anlat�yor
Ahmet Feyzi a�abey ile ben san���z. Mahkemeye sebeb olan h�dise ise General Faruk G�vent�rk’�n iki gazetede ��kan beyanatlar�.
Mahkemeye m�racat�m�zda: “Biz muhitimizde nurcu olarak bilinen kimseleriz, bu yaz�lardan sonra, muhitimizde bizi nurcu olarak tan�yanlar l�tife olarak bile olsa.. bizi tahkir etme�e ba�lad�. Dolay�s�yla biz kendimizi m�daafaa etmek sadedinde kald�k.” Dedik. Bunun �zerine mahkemenin verdi�i karar: “San�klar�n iddia ettikleri gibi nurcu olup olmad�klar�na d�ir emniyete yaz� yaz�larak sorulmas�na, ayr�ca san�klar�n muhitinden on’ar ki�ilik ��hidin getirilip dinlenmesine..” diye ��kt�.
Sonra Ahmet Feyzi a�abey buradan (�aml�k), biz de �zmir’den ��hidler getirdik. ��hidler dinlendi. O zaman buran�n muhtarl���n� yapm�� bir ��hid geldi, enteresan bir adamd�, etraf�nda d�n�p d�n�p konu�uyordu, �f�de verirken mahkemeye “Efendim! Kire��i H�f�z dedi�in zaman (A.Feyzi a�abeyin l�kab�) Denizliden �zmire kadar Nurcu oldu�unu bilmeyen yok ki” deyince, H�kimler de d�hil herkes g�lmeye ba�lad�. Neticede ��hidler dinlendi, emniyetten gelen yaz�larla da mahkemece nurculu�umuz tasdik olunmu� oldu elhamd�lillah.
Mahkeme emniyetten gelen yaz� ve ��hidlerin if�delerinden sonra: “San�klar�n nurcu oldu�u kesinle�mi� oldu�undan ve tahrike m�ruz kald�klar�ndan Faruk G�vent�rk�n de tahrik edici olarak mahkemeye d�hil edilmesine” karar verdi. O zaman avukat�m�z Burkay bey mahkemeye “ Bizim san�klar mahkemeye ne �ekilde geliyorlarsa, Faruk G�vent�rk�n de san�k olarak mahkemeye gelmesini istiyoruz” dedi. Fakat G�vent�rk�n avukatlar� “efendim etikettir fil�n, biz temsil ediyoruz.” diyerek itiraz ettiler. Neyse, neticede mahkeme Faruk G�vent�rk�n mahkemeye gelmesini kabul etmedi...
Ahmed Feyzi a�abeyin o g�n bir bu�uk saatlik bir konu�mas� var ki; ben hay�t�mda hi� bir kimseden, hi� bir �ekilde, hi� bir zaman �yle bir konu�ma dinlemedim. Bir bu�uk saat “dinimize sald�ranlara kar�� sessiz mi kalaca��z?” ba�l��� alt�nda muazzam bir konu�ma. ��te mahkeme b�yle devam ederken bir af kanunu ��kt� ve mahkeme d��t�. �nceden h�kimle ben g�r��m��t�m, bana dedi ki: “Mustafa! ���n�ze de alt��ar ay ceza veriyoruz, hem sana, hem A.Feyziye, hem Faruk G�vent�rk’e, fakat daha evvelden sab�kan�z olmad���ndan tehir edece�iz, ber�-i m�l�mat” demi�ti.” Ama af kanunu ��kt�, mahkeme de bitti. Demek istiyorum ki Ahmet Feyzi a�abey b�yle bir insand�.
�AMLIK 29.06.2003
M. Said �zdemir a�abey A.Feyzi a�abeyi anlat�yor
Allah rahmet etsin Ahmed Feyzi Kul a�abey zaman zaman Ankara’ya gelir ve bizlerle sohbet ederdi, bir ka� g�n de kal�rd�. Bir g�n onu b�y�k �limlerin bulundu�u “din� eserleri inceleme kurulu” na g�t�rd�m. Orada Hasan Fehmi Ba�o�lu, Hasan H�sn� Erdem, Kemaleddin Bostan, �ehid Oral gibi b�y�k �limlerin bulundu�u bir kurul. Ben kendisini “Bedi�zzaman Hazretlerinin talebesi” diye takdim ettim. M�barek Ahmed Feyzi a�abeyimiz �yle bir konu�ma yapt�, onlara kar�� �yle g�zel bir hitabede bulundu ki; �stad hazretlerini ve Risale-i Nur’u anlatt�. �yle g�zel anlatt� ki o b�y�k �limlerin a��zlar� a��k kald�. Feyzi a�abey o kadar fesahat, bel�gat ile o kadar g�zel konu�uyordu ki hayran kald�lar. Ona sordular: “siz hangi �niversiteden mezunsunuz?” “Ben Risale-i Nur �niversitesinden mezunum” diye cevap verdi. �ok takdir ettiler.
Bu kurul Risale-i Nurlar� tedkik eden kuruldu. O
zaman Hasan Fehmi Ba�o�lu, �stad Hazretlerinin eserleri
Afyon mahkemesi dolay�s�yla 11 �uval, 4 sand�k olarak
Ankara’ya gelmi�ti. Ankara A��r Ceza’dan Diyanete geldi.
Diyanet i�leri m��avere kurulu bu eserleri teker teker
inceledi. Cenab-� Hak bizi de orada vazifelendirdi, oran�n
k�tib-i memuru idik, hepsi elimizden ge�ti. Risale- i Nur
hakk�nda Hasan Fehmi Ba�o�lu �ok muazzam bir rapor yazd�. O
rapor, o zaman ki Diyanet Reisi Ey�p Sabri Hay�rl�o�lu’na
onaya gitti. Reis raporu okumu�, sallana salllana geldi,
Hasan Fehmi efendiye: “Hocaefendi sen Bedi�zzaman’a rapor
yazmam��s�n, sen medhiye yazm��s�n, medhiye. Ehl-i vukuf
biraz b�taraf olur, sonra sana da Nurcu derler, hi�
olmazsa bunu biraz de�i�tir” dedi. O da “peki efendim
biraz de�i�tirelim” dedi, fakat yine de �ok g�zel bir rapor
yazd�. “Risale-i Nur eserleri: Devletimizce dahi matlub
olan bug�n ki gen�li�i en g�zel ahlaka g�t�recek �yet-i
Ker�melerin me�li, hadis-i �erifleri izahlar�ndan
ibarettir. Ne 163. maddeye, ne 5086 say�l� kanuna ve di�er
kanunlara hi�bir temas� yoktur…” diye bir rapor.
Yeni m�him bir karde�imiz M�ft� Ahmed Feyzi Efendinin f�kras�d�r. Bu f�kra �endan �ahs�ma bak�yor. O z�t �ahs�m� g�rmemi�, dell�ll���m eseri olan risaleleri g�rd���nden, haddimden pek �ok fazla olan sena ve medhi, risalelere ve esrar-� Kur’�n’a ait oldu�u i�in kabul ettim.
�بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Hamd-i b�nihaye Ker�m-i M�te�l’e, sal�t � sel�m Habib-i Z�lcel�l’e ve onun �l ve ashab�na.
Ey b�k�ye v�s�l olmu� f�ni!
Ve ey matlubun b�b-� rahmetinde oturan mahb�b!
Ve ey derec�t�n ekmeli olan s�fat-� abdiyete s�l�k edebilmi� bahtiyar!
Ve ey �ems-i T�b�n-� Z�lcem�l’in karanl�klara aksettirdi�i ziy�-y� hid�yet!
Ve ey Habib-i Kudd�s’�n tarik-i ulviyetinde karanl�klar� yararak u�an �eh�b-� ���aanis�r!
Hat��t ve m�siyet deryas�n�n korkun� dalgalar� aras�nda inleyen, H�l�k-� Ker�m’in bunca eltaf�n� nank�rl�kle kar��lamaktan ba�ka bir vaziyeti bulunmayan bu edn�-y� mevcudat, n�il oldu�un �derece-i makbuliyetten bir katresinin olsun, kendine ihd�s�n� senin �efkat ve kereminden bekliyor. Ne olur, beni kendine al�p hizmetinle m��erref k�lsan. Ne olur, Habib-i Kibriy�’ya benim de kendisinin hizmetine intisab�m i�in ve O’nun u���k�n�n �as�ar� ve hikmet ve nurunun dell�l� olmakl���m i�in yalvarsan, �h!
Her an
ayaklar�n�n alt�n� �pmek
ate�iyle m�tehassir ve n�l�n, ahkar-� mahl�kat
Ahmed Feyzi
�mer �zcan’�n yaz�s�:
�nebolulu Selahaddin �elebi A�abeyimizi vefat�n�n 33. y�l�nda rahmetle an�yoruz…
Selahaddin �elebi, 1913 �nebolu do�umludur ve Ahmed Nazif �elebi'nin o�ludur. 1930’lu y�llar�n sonlar�ndan itibaren �nebolu, Isparta’dan sonra Risale-i Nur hizmetlerinin ikinci bir merkezi olmu�tur. O kadar ki, Bedi�zzaman Said Nursi, yazd��� l�hika mektuplar�nda �nebolu’yu “K���k Isparta” unvan�yla an�p taltif etmeye ba�lam��t�r. Bunu K�lliyattan okuyoruz...
��TE B�N KALEML� NURCU
Selahaddin
�elebinin �stanbul’dan sat�n al�p �nebolu’ya getirdi�i
“Teksir Makinesinin” bug�nk� durumu.
Bu makine �stanbul �lim ve K�lt�r Vakf� taraf�ndan
tertip edilen Kastamonu Y�llar� Sergilerinde halka
g�sterilmektedir.
�nebolu’nun, Hz. �stad taraf�ndan “K���k Isparta” diye an�lmas�n�n en m�him sebebi ise, en s�k�nt�l� ve korkulu y�llarda, orada kahramanca, korkusuzca, fedak�rca yap�lan nur hizmetleridir. �nebolu Risale-i Nur hizmetlerinin en birinci kahramanlar� ise baba o�ul �elebi’lerdir. Ahmed Nazif �elebi ve Selahaddin �elebi…
O tarihlerde, �nebolu’da Risale-i Nur hizmetlerinin bu derece parlamas�n�n �nemli bir vesilesi ise, Selahaddin �elebi’nin �stanbul’dan sat�n al�p bu il�eye getirdi�i teksir makinesidir. Makine, baba �elebi Ahmed Nazif’in efsanev� evinin tavan aras�na yerle�tirilmi�tir. Daha sonra T�hir� Mutlu a�abey de bir teksir makinesi alarak Isparta’n�n Sav Kasabas�na, �brahim G�l a�abeyin evine kurmu�tur.
O g�nk� �artlar i�erisinde bu teksir hadisesi, Risale-i Nur Hizmetleri i�in �ok b�y�k bir al��l�m ve at�l�m olmu�tur. Teksir kolunun d�nmeye ba�lamas� adeta bir milatt�r. Bedi�zzaman Hazretleri, k�lliyat�n �ok yerlerinde, en �arp�c� ve en veciz ifadesi ise ile ��yle diyor: “O makine, elbette gaybdan imdad�m�za gelmi� Nurcu ve bin kalemli bir k�tiptir... C�mle k���k, mana b�y�k... “Taraf-� �l�hiden imdada g�nderilen bin kalemli nurcu...
Selehaddin �elebi, 1943 Denizli ve 1948 Afyon Mahkemerinde bulunmu� ve Bedi�zzaman Hazretleriyle beraber hapis yatm��t�r.
1948 Afyon Hapishanesi
Ayaktakiler
sa�dan:
�brahim Fakazl�, H�seyin Tabancal�, Ahmed Feyzi Kul,
Ahmed Nazif �elebi
Oturanlar
sa�dan:
Z�beyir G�nd�zalp, Selahaddin �elebi, Ceylan �al��kan,
Mustafa Sungur
Selahaddin �elebi A�abeyimiz, 9 Ocak 1977'de vefat etmi�tir. Mezar� �nebolu’da olup babas� ile yak�n mesafededir. Ar�ivimde Selahaddin �elebi a�abeyin b�t�n hat�ralar�n� kendi sesiyle anlatt��� olduk�a uzun kasetleri mevcuttur. Allah Nasip ederse ilerde “A�abeyler Anlat�yor” kitap serimizde ne�rederiz…
SESL� OKU BEN DE D�NLEMEK �ST�YORUM
�
Van Bedi�zzaman’�n memleketidir. O nedenle �stada taalluk eden hat�ralar mutlaka vard�r. Burada Risale-i Nur hizmetleri nas�l ba�lad�? Bu hizmetlerin ba�lamas�nda ve inki�af�nda sizinde b�y�k pay�n�z var. G�n�ll� olarak maddi manevi b�y�k destek verdi�inizi biliyoruz. �nce Risale-i Nurlar� nas�l, nerede tan�d�n�z, kim size tan�tt�?�
�
Risale-i Nurlar�1953’te tan�d�m. Molla Hamid abi, bana Elh�ccet�zzehra Risalesini vermi�ti. Daktiloda g�zelce yaz�lm�� bir eserdi. O g�nlerde askere gitmeye haz�rlan�yordum. Kitab� biraz okudum bakt�m a��r ifadelerle yaz�lm��. G�t�rd�m nineme verdim dedim “bu sende kals�n askerden d�n�nce al�r okurum.”�
Askerli�im Bolu’ya ��km��t�. Bolu’da askerlik yap�yordum. K�sa bir zaman ge�mi�ti ki, bayram geldi. Herkese bayram izni verdiler. Ben de bayram izni ald�m Adapazar�’na gittim. Adapazar�’nda babam�n orta�� vard�. Kamyonu vard� nakliyecilik yap�yordu. Ayn� zamanda oteli de vard�. Oteline gittim orada kald�m.�
�
O g�nlerde kitap okumaya �ok merakl�idim, �ok kitap okuyordum. K�t�phaneye gittim birka� kitap al�p okuyay�m diye. Kitaplara bakarken bakt�m �stad�n ye�eni Abdurrahman ile �ekti�i resminin �zerinde oldu�u bir kitap g�rd�m. E�ref Edip’in yazd��� Tarih�e-i Hayat� idi. O kitab� ald�m otele getirdim, orada okumaya ba�lay�nca otel sahibi “sesli oku ben de dinlemek istiyorum” dedi. Sesli okudum ve o da dinledi. Kitab� hemen okuyup bitirdim. �
�
Kitap otelciye �ok tesir etmi�ti. Dedi, “bu kitab�nerden ald�n? Bu kitab�bana ver, yenisini sen al�rs�n”�dedi. Ben de “olur” dedim. D��ar� ��kt�m biraz dola�t�m �ar��y� gezdim geri geldi�imde bakt�m ki, o otelci kitab� alm�� ba�ka birine okuyor. �
Benim geldi�imi g�r�nce bana d�nd� dedi, “Sen bu kitaptan ald���nda bir tane fazla al bu adama verelim, bunun k�z���retmenmi��o da okusun.” Ben de, “�yleyse yerini size g�stereyim belki siz daha fazla al�rs�n�z, daha sonra alman�z gerekir kolayl�k olur” dedim. G�t�rd�m kendisine kitap sat�� yerini g�sterdim. �stad ile ilk tan��mam�z b�yle olmu�tu.�
�
Orada bir m�ddet kald�m daha sonra iznim bitti k�taya d�nd�m.�Askerde depocuydum, yani levaz�m i�lerine bak�yordum. B�t�n malzeme depolar�n�bana teslim etmi�lerdi. Bir ara depodan bir sivis marka tabanca �alm��lard�. Arad�k tarad�k tabancay� bulamad�k. Sonra ba��avu� gitti bir yerden bir tane benzerini buldu getirdi, nerden getirdi bilmiyorum ama uydurdu yerine koydu. Ama paras�n� ben �dedim o zaman�n paras�yla y�kl� bir para 200 TL �demi�tim. Onun gibi baz� ba�ka �eyler de kaybolmu�tu. O nedenle fazla miktarda paraya ihtiya� has�l oldu. Ben de tabi o kadar para yoktu mecburen izin ald�m Van’a gittim. O miktarda para al�p tekrar geri d�nd�m.�
�
�STAD �APKALI H�� K�MSEY� KABUL ETMEZ
�
Bir m�ddet sonra beni Bursa’ya s�hhiye kursuna g�nderdiler. Bir y�l da orada kald�m ama sonra ��rendim ki, yanl��l�kla g�ndermi�ler. Bu defa bizi Bal�kesir Edremit’e g�nderdiler. Orada da iki ay kald�m daha sonra tekrar beni Bolu’ya g�nderdiler. Geldi�imde bakt�m ki, Bolu’da askerlik yapt���m alay�n yerini de�i�mi�ler. L�leburgaz’da Kemerburgaz’a kald�rm��lar. Teskeremi orada ald�m.�
Teskereyi ald�ktan sonra do�ruca Isparta’ya gittim. Orada kalmaya niyetlenmi�tim. Trende giderken yolda soruyorum “�stad� tan�yor musunuz?” diye ama kime sorsam normal cevap vermiyor, �ekiniyorlar. Demek o arada, Isparta’n�n yak�nlar�nda bir istasyondan �aban (Vah�i lakabl�) abi binmi�. O binince oradaki yolcular onu tan�yormu�. “��te” dediler. “�stad ile ilgili bir �ey ��renmek istiyorsan buna sor. Bu �stad�n yak�nlar�ndand�r.” Bunun �zerine yakla�t�m tan��t�m ve orada arkada� olduk. O “ben seni �stada g�t�r�r�m” dedi.�
�
Trenden indik. Ulu camide namaz k�ld�k. Namazdan sonra bakt�m��aban abi kayboldu. Ortal�kta yok bulamad�m. Ben de gittim imama dedim. “Ben �stad�ziyarete gelmi�im, Onu nas�l ziyaret edebilirim.”��mam, “Saray oteline gidersin orada Nuri Benli var, o seni g�t�r�r” dedi.
Gittim Saray Palas Otelinin sahibi Nuri Benli’ye –�ok m�barek bir insand�- Onunla g�r��t�m o beni R��t�Efendinin d�kkan�na g�t�rd�. R��t��ak�n, “Bekle �imdi talebeleri gelir buraya, onlarla gidersin” dedi. Biraz sonra rahmetli Z�beyir abi geldi. Askerden yeni geldi�im i�in kafam da t�ra�l� oldu�undan �apka koymu�tum ba��ma. �apka ile ilgili annemden bir �eyler duymu�tum ama dini h�km�n� pek iyi bilmiyordum. Z�beyir abi bana, “�stad �apkal� hi� kimseyi kabul etmez” dedi. �apkay� ��kard�m kafamdan, y�rtt�m att�m, gittik ama �stad da orada de�ilmi�. Ba�ka bir yere gitmi� me�er. Onun �zerine ben de Van’a geldim. Bu anlatt���m olay 1955’te cereyan etmi�ti.�
�
Bir y�l sonra tekrar Isparta’ya gittim. Bu defa da oraya ula�t���mda bakt�m �stad gene haz�rlanm�� bir yere gidiyor. Merdivenlerde kar��la�t�k, �stad benimle ayak�st� konu�urken Van’daki b�t�n talebelerini sordu, teker teker. �ayc� Emin abiyi sordu. Dedi, “Duydum o �ran’a gidecek, merak ediyorum, niye gidecek biliyor musun?” Ben o zaman tan�m�yordum. Bana “s�yle kendisine �ran’a gitmesin” dedi.�
Van’a d�nd���mde soru�turdum. �ayc� Emin abiyi tan�yan yok. Cahit �nsal’a sordum. “Burada ona Yemen bey derler, kimse onu �ayc�Emin olarak bilmez. Ben bulur getiririm sana” dedi. Hakikaten gitti buldu getirdi.�
D�kkanda konu�tuk, tan��t�k…� Dedim “�stad�n sana selam�var, �ran’a gidecekmi�sin gitmesin” diyor. “Merak ediyorum, �z�l�yorum�diyor” dedim. O da bunun �zerine gitmekten vazge�ti.��
�STADIN BAYRAMINA G�TMEDEN K�MSEN�N BAYRAMINI TEBR�K ETMEM
�
Erci�’te Ali Sino�lu da bu hadiseden bahsetmi�ti. Onun ifadesine g�re �ah davet etmi� -hile ile imha etmek i�in- hatta bir karde�i varm�� onu da �a��rm��lar o gitti�i i�in onu �ld�rm��ler. �ayc� Emin abi �stad�n ikaz� �zerine gitmedi�i i�in kurtulmu� do�ru mu?�
�
Evet do�rudur.�
Ondan sonra hizmet etmeye ba�lad�k. Mahallemizde ilk dershaneyi a�t�k. Eski cezaevi ile Cumhuriyet Ortaokulunun aras�nda bir yerdeydi. Biz dershane a��nca emniyet tela�land�. Daha �stad hayatta idi. Hatta Molla Hamit abi gitti �stada -bir nevi- �ikayet etti. �sti�are etmeden a�m���z diye. Zaten gitmeden �nce engellemi�lerdi, “imkans�z a�amazs�n” demi�lerdi ve kapatm��lard�. �stada s�yleyince �stad onlara “hala bug�ne kadar a�mam��s�n�z, ne duruyorsunuz neden a�mam��s�n�z?” diye sitem etmi�. �stad �yle deyince geldi bu defa kendisi a�mam�z i�in te�vik etmeye ba�lad�. �
Ondan sonra her y�l��stad� g�rmeye gittim. Ekseriyetle Isparta’da g�r���yordum. Ama son g�r��mem Emirda�’da olmu�tu. �
�
Bir defas�nda bayram arifesiydi. Dedim “�stad�n bayram�na gitmeden kimsenin bayram�n� tebrik etmem.” Ben de �yle haller var bir anda karar veririm bir �eye mutlaka onu yapar�m. Arife g�n� karar verdim ve bir anda atlad�m arabaya do�ru Isparta’ya gittim. Saray Palas Oteli bizim i�in medrese gibi olmu�tu, bizim yerimizdi. Do�ru oraya gider kal�rd�k. Di�er karde�ler de geldi�inde oraya gelirlerdi. Nuri Benli’nin Oteli…�
�
Oradayken Kastamonu’dan, �neg�l’den, �e�itli yerlerden telefonlar geliyordu. �stad�ziyaret etmek istiyorlard� ama �stad kabul etmedi. Hepsine “gelmesinler hizmetlerine baks�nlar, hizmete devam etsinler” diye cevap veriyordu. Biz izin almadan gitti�imiz i�in art�k emr-i vaki olmu�tu. �
Bayram namaz�na gitmek i�in �stad�n evinin �n�ne gittik, arabay�haz�rl�yorlard�, ama araba �al��m�yordu, biz iteledik �al��t�rd�k. O arada bakt�m �stad merdivenlerden iniyor. R��t� abi bizi g�r��t�rd�. �stad geldi arabaya bindi bacaklar�n�n �zerine yorgan att�lar. Bize iki eliyle “Allaha�smarlad�k” dedi o �ekilde gitti. �
�
“Biz de H�srev (Alt�nba�ak) abiyi ziyaret edelim” dediler. Gittik H�srev abi bah�e kap�s�n� kilitlemi�, �al�yoruz a�m�yor. �stad�n evine yak�n bir evde kal�yordu. Bayram (Y�ksel) abi dayanamad� bah�e duvar�ndan i�eri atlad� gitti kap�y� a�t�. ��eri girdik, gittik yan�na, Bayram abiye k�zd� “neden a�t�n” diye… “Yaz� yazarken �a��r�yorum” dedi. Mu’cizeli Kur’an’� yaz�yordu. �
O g�nlerde se�imler yeni tamamlanm��t�. Hi� unutmuyorum. Burdur’da H�rriyet Partisi kazanm��t�. Isparta’da nerdeyse kazanacakm��. Ama �stad sand��a gidip a��ktan oy kullan�nca orada kaybetmi�ler. Demokrat Parti kazanm��. �yle ifade etmi�lerdi. �
�
BEK�R BERK MAHKEMEN�N HAKSIZ TUTUMUNA SERT �IKI�TI
�
�stad’�n 1957’de oy kullanmas�ndan ba�ka, daha �nce oy kullan�p kullanmad��� hakk�nda bilginiz var m�?�
�
Yok. Sadece bir defa o da 1957’de kullanm�� oldu�unu biliyorum. 1954 se�imlerinde oy kullanm�� oldu�una dair kimseden bir �ey duymad�m.
�
�stad’�n vefat�ndan sonra Van’da g�zel hizmetlerin ba�lad���n� duyduk. Fevkalade g�zel hizmetler olmu� bu konuda neler s�ylersiniz?�
�
Ondan �nce son g�r��memi isterseniz anlatay�m. 1960’ta �stanbul’a gitmi�tim o zaman �ualar Risalesi yeni ��km��t�. Birka� tane alm��t�m. Hatta bir tanesini �zmir’de Nejdet Do�anata’ya verdi�imi hat�rl�yorum. O g�nlerde �zmir’de mahkeme vard�. O nedenle oraya gitmi�tik. O mahkemeyi iyi hat�rl�yorum �ok heyecanl� ve �ok ate�li ge�mi�ti. �ok kalabal�k bir izleyici kitlesi vard�.�
�
Cumhuriyet Savc�s�iddianamesinde “Tesett�r Risalesi ile Gen�lik Rehberi rejim aleyhtarl��� yap�yor. Bunlar rejim aleyhinde �al���yorlar, vukuat ��kabilir. O nedenle mahkemenin gizli yap�lmas�n� talep ediyorum” demi�ti. Onun �zerine Rahmetli Bekir abi kalkt� s�z ald�, orada Nejdet Do�anata da vard� dedi, “gizlilik dikta rejimlerinin, falanjistlerin usul�d�r, demokratik rejimlerde muhakemenin gizli yap�lmas� karar� al�namaz. Biz efkar� umumiye �n�nde hesap vermek istiyoruz.” Ona ra�men mahkeme reisi celsenin gizli yap�lmas�na karar verdi. Bunun �zerine bizim avukatlar Bekir abi ile Nejdet Do�anata mahkemeyi boykot ettiler, �ekildiler. “Biz bu durumda mahkemeye kat�lm�yoruz” dediler. �
�
Bu defa Mahkeme Reisi de �ekildi. Gittiler ba�ka bir hakim buldular getirdiler. Mahkeme devam etti o g�n neticelenmedi. Mahkeme sonu�lan�nca oradan ayr�ld�k, Bursa’ya geldik. Bursa’dan Van’a gelecektik. Garajda bakt�m biri “Eski�ehir, Eski�ehir” diye ba��r�yor. Hemen o arabaya bindim Eski�ehir’e geldim. Arabadan indi�imde bakt�m ki, bu defa da biri “Emirda�, Emirda�” diye ba��r�yor. Sanki gayr-i ihtiyari ona binip Emirda�’a gittim. �stad�n Emirda�’da oldu�unu da bilmiyordum. �htimal olabilir d���ncesi ile �yle rast gelince karar�m� de�i�tirip gitmi�tim. Isparta da olabilirdi. Gittim bakt�m hakikaten Emirda�’da imi�.�Tevafuk etmi�ti.�
�
B�T�N M��K�LLER�N�Z� BUNDAN SONRA R�SALE-� NURLA HALLED�N
�
Yani bir nevi sevk-i �lahi adeta y�nlendirilmi�siniz �yle mi?�
�
Evet, �zmir’den ayr�ld���mda Van’a gitmek i�in yola ��km��t�m. O zaman direk arabalar olmad���ndan Bursa’ya gittim oradan Ankara’ya gidecekken bakt�m Eski�ehir’e araba var. Dedim “oraya gideyim oradan Ankara’ya giderim.” Eski�ehir’e gidince orada da Emirda� arabas�n�n haz�r olmas� karar�m� de�i�tirdi ve “bir ihtimal g�rebilirim” d���ncesi ile Emirda�’a gittim. �
Emirda�’da Osman �al��kan abiyi buldum. O da beni do�ru �stad�n yan�na g�t�rd�.��stad �st katta oturuyordu. Merdivenleri ��kt�k, �stad�n yan�na girdik. Orada dedi ki, “Bak karde�im, Allah benim sesimi de kesti ta ki, Risale-i Nura perde olmayay�m, b�t�n m��k�llerinizi bundan sonra Risale-i Nurla halledin” dedi.�
�
Sesi �ok az ��k�yordu Z�beyir abi s�ylediklerini tekrar ediyordu ama ben anl�yordum. “Ben” dedi “bir m�ddet sonra o tarafa gelece�im, istiyorum seni yan�ma alay�m, ama diyecekler kendi hem�erisini yan�na ald�, sen �imdi git ben bir m�ddet sonra zaten gelece�im.” Bu g�r��mem �ubat 1960’ta ger�ekle�mi�ti. Zaten daha sonra dedi�i gibi geldi ama Van’a de�il Urfa’ya geldi bir ay sonra orada vefat etti. Allah rahmet etsin. Amin…
�
CAM�LERDE VAAZLARINDA R�SALE-� NUR OKUSUNLAR
�
O g�r��memizde “�eyh Fehmi’nin �ocuklar�var m�?”�diye sormu�tu. Tarih�e-i Hayat’ta ismi ge�er. �stad ondan ders alm��. Belki elli sene �nce �lm�� bir zat. Ben “torunlar�var”�dedim. Bunun �zerine “ben �eyh Fehmi’yi yan�ma alm���m kendilerine s�yle �z�lmesinler, Camilerde vaazlar�nda Risale-i Nur okusunlar.” �lm�� bir adam i�in �stad “ben yan�ma alm���m” dedi. Biz ne demek istedi anlamad�k tabi. �lm�� insan� nas�l yan�na alm��. Ama “seni vekil etmi�im git kendilerine s�yle” dedi.�
Ben Van’a geldim d�kkana gittim o esnada bakt�m m�ft� d�kkan�n �n�nden ge�iyor. M�ft�, onun torunlar�ndan biriydi. �a��rd�m dedim “�stad�n size selam� var”, “ben �eyh Fehmi’yi yan�ma alm���m, onun i�in �z�lmesinler camilerde vaazlarda Risale-i Nur okusunlar” dedi. O da hi� itiraz etmedi “benim ba��m �st�ne” dedi. Onun �zerine Erek Camisinde her sabah namazdan sonra Risale-i Nur’dan okudu. Altm�� ihtilaline kadar her sabah okudu. �
�
O g�nlerde Mehmet Kayalar ilk defa fiili olarak para toplay�p dershane yapmaya ba�lam��t�. Dershane yap�m�n� ilk defa ba�latan Mehmet Kayalar’d�r. Onun bu hareketine itirazlar olmu�tu. Biz de haliyle itirazlar nedeniyle uzak duruyorduk. Bu meseleyi �stad hayattayken soral�m dedik. “Kayalar abi neden bu i�te b�yle �srar ediyor” diye. Ben o g�r��memde �stada bunu da sordum. �stad,�“ben bilmiyorum, ben bilmiyorum” dedi biraz durduktan sonra “bir �ey demeyece�im, bir �ey demeyece�im” dedi. Sonra da “eski hizmetlerinize devam edin” dedi. Bu kadar. Ba�ka da bir �ey demedi. Ben d��ar� ��karken H�sn� Bayram abi “s�yle para toplamas�n” dedi bana. Ama ben bizzat �stad’dan duymad���m i�in onun bu iste�ini geldi�imde gidip Kayalar abiye s�ylemedim, kar��mad�m. ��nk�, Mehmet Kayalar abi hassas bir insand�. Sorard� “�stad’dan sen kendin duydun mu? Nas�l s�yledi” diye hesaba �ekerdi. �htilaf ��kmas�n diye s�ylemedim. �
TATVAN’DA BA�IMA BERE TAKTI�IM ���N TUTUKLANDIM
�
Van’a gelirken, Tatvan’da otob�s�m�z mola vermi�ti. Ben de camiye namaz k�lmak i�in gittim. Ba��mda bere vard�. Giderken polis beni g�r�nce “bereyi ��kar” dedi. ��kard�m, hava �ok so�uk, �ubat ay�, �ylece camiye gittim namaz k�ld�m. Camide namaz k�larken bereyi gene takm��t�m. Namaz k�l�p d��ar� ��kt���mda bereyi unuttum ba��mdan ��karmad�m, gelince polis tekrar beni bereli g�rd�. “Neden tekrar bereyi takt�n” diye sormaya ba�lad�. Beni ifade almak i�in karakola g�t�rd�ler. �fademi ald�lar. Bekliyorum. Bir �ey de demiyorlar. �kindi namaz� vakti gelmi� “namaz k�laca��m” diyorum ama m�saade etmiyorlar. Sonra polisin biri merhamete geldi bir �rt� yere serdi “gel karde�im namaz�n� burada k�l” dedi. Di�eri g�r�p itiraz edene kadar ben namaz�m� bitirdim.�
�
Sonra beni nezarete att�lar o gece orada kald�m. �kinci g�n���lene kadar orada kald�m. ��leden sonra mahkemeye ��kard�lar. M�dafaam� yaparken Risale-i Nurdan bahis a��ld�. Okuyup okumad���m� sordular ben de “var okuyorum” dedim. Bir de yan�mda Menderes’in Me�hur “Konya Nutku” vard�. Onu da yan�ma alm��t�m. Onu g�r�nce onu da ald�lar. O nutukdan dolay� bir �ey yapmad�lar ama bere i�in hakk�mda dava a�t�lar. Hakim beni Van Asliye Ceza Mahkemesine sevk etti. �
Mahkemeye geldik orada m�dafaam�z� yapt�k, bu defa oras� bizi Bitlis A��r ceza Mahkemesine sevk etti. �htilal oldu benim mahkeme hala devam ediyor. O arada af ��kt�. Benim mahkeme af kapsam�na girdi ve �ylece beraat ettim. �
�
R�SALE-� NURLAR DEVREYE G�R�NCE KORKUP �EK�ND�LER
�
Bu arada ihtilalin hen�z be�inci g�n� duydum ki bana iftira etmi�ler. G�ya ben “M�sl�manlar gitti, gavurlar iktidara geldi” demi�im. Mahkemeden celp ��km��. Bana getirdiler. “Yar�m saat i�inde mahkemeye geleceksin” dediler. Ben de “bu kadar acele niye biraz m�hlet tan�man�z gerekmez mi? Yar�m saatte celp mi olur?” diye kendi kendime s�yleniyorum. Bunlar� d���n�rken kom�ular geldiler dediler, “Sen b�yle b�yle demi�sin o nedenle seni �ikayet etmi�ler, bizi de �ahit g�stermi�ler. Biz de �ahitlik edece�iz.” Onlara dedim, “Karde�im ben ne zaman demi�im, siz niye �ahitlik yapacaks�n�z?” ama beni dinlemediler. �
�
Neyse gidip hakim �n�ne dizildik. Bir anda bu haber �ar��da yay�ld� o nedenle duyanlar da gelince baya�� kalabal�k oldu. Orada hakim sordu “sen b�yle b�yle demi�sin do�ru mu?” diye… Ben de, “ha�a ben b�yle bir �ey s�ylememi�im” dedim. “Peki!.. Bu adam�n sana ne t�r bir d��manl��� var ki, demedi�in halde ‘dedi’ diyor” �eklinde sorunca, “ne o adam beni tan�r, ne de ben o adam� tan�r�m, herhalde ben Risale-i Nurlar� d�kkan cam�na koydu�um ve satt���m i�in d��manl��� oradan geliyor” deyince bakt�m o �ahitler de vazge�tiler. Onlar da “biz g�rmemi�iz, bizim haberimiz yoktur” dediler. Risale-i Nurlar devreye girince korkup �ekindiler. �ahitlik etmediler. Bu defa adam ortada kald�. Savc� olay�n b�yle geli�ti�ini anlay�nca d�nd� o �ikayet edene verdi veri�tirdi. �ok�a hakaret etti. �
�
Sonra pa�ay� arad� “Pa�am! G�nderdi�iniz memurlar vatanda�a b�yle b�yle iftira ediyor, ne yapal�m” diye sordu. Pa�a da “o adam� hemen bana g�nderin, ben hallederim” dedi. Bizi �ikayet edip pa�an�n huzuruna g�ndermek isterken kendisi gitti. Mahkemeden ��k�nca bakt�m cipler pe� pe�e pa�an�n yan�na gidiyorlar. Kim kime iftira ederse d�rt kat� cezas� var. Cenab-� Hak �rd�kleri �orab� b�ylece onlar�n ba��na sard�. �
�
Altm�� ihtilalinden sonra da davalar ba�lad�, s�rekli dava a��l�yordu. Benim d�kkan�n tabelas�n� dahi indirdiler. �ki y�l mahkemem devam etmi�ti. Sonra tekrar gelip d�kkan� a�m��t�m. Mesela Refet Kavuk�u “Nur Ticarethanesi” �eklinde levha yazm��t�, �ok da s�slemi�ti. Tabelay� bahane ederek mahkemeye vermi�lerdi. Bir y�l mahkemesi devam etmi�ti. �
Konya’da Mustafa K�r�k�� “Bedi�lbeyan” diye bir mecmua yay�nlam�� elli tane bize g�ndermi�. Arama yapt�lar o mecmualardan dolay�da dava a�t�lar. �
�
A�LASAK MI? G�LSEK M�?
�
Yani, her �eyi bahane edip dava m�a��yorlard�? Mahkeme yol olmu�tu size �yle mi?�
�
Evet, mesela savc�n�n iddias� ��yle “kendisi i�inse bir tane als�n neden elli tane alm��?” diye dava a��yor. Yani, a�lasak m�? g�lsek mi? Ne yapaca��m�z� �a��r�yorduk. �
Bir g�n��zalp’te bir kahveci benden masa ta�� istemi�ti, bende yoktu �stanbul’dan sipari� vermi�tim. Bir de o ara �stanbul’dan �zerinde “Allah i�in isteyiniz, Allah i�in g�r���n�z, Allah i�in �al���n�z” yazan sac levhalar istemi�tim, ayr�ca y�z tane de “Risale-i Nur S�nmez” adl� kitaptan istemi�tim. Levhalar ve kitaplar erken gelmi�ti. O g�n�n imkanlar� ile sand�kta g�ndermi�ler. Keserle bir iki vurdum kapa��n� a�amad�m. Fakat sand�ktaki gelen e�yay� masa ta�lar sand�m. “Bunlar� nas�l a�aca��m? Bo� ver a�madan g�ndereyim nas�lsa onlar�nd�r” dedim kendi kendime ve �yle oldu�u gibi �zalp’e kahveciye masa ta�� diye g�nderdim. Kahveci sand��� a��nca bak�yor ki, kitaplar, levhalar falan… O anda orada bir Polis de var… Polis hemen i�g�zarl�k yaparak m�dahale ediyor, “Bunlar yasak kitaplard�r” diyor. �
Adam da ona, “ben namaz bile k�lm�yorum, bu kitaplarla alakam yoktur, olsa olsa bu Ali Ate�li’ye gelmi�” diyor.
�
Ali Ate�li diye biri var orda bizimle al�� veri� yapan. Onu al�p karakola g�t�r�yorlar. Kitaplar� da beraber g�t�r�yorlar. Onun da hi�bir �eyden haberi yok. O da karakolda “Yanl��l�k olmu�tur” diyor. Hatta biraz da tokatl�yorlar orada. Kitaplar� g�t�ren �of�r�n de ka�ak alt�nlar� m� ne varm��, aramada onlar da ortaya ��k�yor. Onu da i�eri at�yorlar. Yani, a�lar m�s�n g�ler misin?�
�
R�SALE-� NURUN VERD��� �MAN �ECAAT�YLE H�� �EK�NM�YORDUK
�
Her neyse ikinci g�n, Rahmi Erdem o zaman benim d�kkanda duruyor. Sabah d�kkan� a�m�� s�p�r�rken, �of�r gelip ona “siz benim evimi y�kt�n�z, beni mahvettiniz, siz benimle Barzani’nin cephanesini g�ndermi�siniz me�er” diyor. Sitem ediyor. Rahmi Erdem �nce �a��r�yor tabii… Daha sonra meseleyi ��renince polislere “bunlar� ben g�nderdim, diyerek su�u �zerine al�yor.” Allah raz� olsun… �
Hal b�yle olunca mahkeme de harp meydan� gibi cereyan ediyor. Rahmi’yi i�eri ald�lar bir hafta kadar i�eride hapis yatt�. �
Yine Necati diye bir savc� var �iddetli bir �ekilde o da bize muhalif... Bizim de kom�umuz, evlerimiz biti�ik, han�m� bizim han�ma demi� ki, “senin beyini i�eri alacaklar, ama bizim bey engel oluyor.” Halbuki en �ok hapse girmemizi de isteyen o…�
Ben de han�ma dedim ki “deseydin sizin beyi d�vecekler bizim bey mani oluyor.” Yani, b�yle bir m�cadele i�indeydik. Risale-i Nurun verdi�i iman �ecaatiyle hi� �ekinmiyorduk. Hatta o savc�y� bir yerde s�k��t�r�p biraz da korkutmu�tum. �
Her neyse savc�Rahmi’yi �a��r�p s�k��t�r�yor. “Bu kitaplar ve levhalar neyin nesidir?” diye. Rahmi dedi�im gibi �zerine al�yor, “Benimdir bunlar, yanl��l�kla oraya gitmi�” gibi cevaplar veriyor. Savc�n�n aksine A��r Ceza Reisi m�spet bir insand�. Bir hafta sonra serbest b�rakt�lar. �
�
Savc�l�k bu defa Bitlis Mahkemesine su�duyurusunda bulunuyor. Oradan da m�spet m�talaa gelince o bizim kom�umuz savc� baya�� zor durumda kald�. Adliyede de d��lan�yor. Yani, hat�rlad���m kadar�yla hayli zarar g�rm��t�.�
Daha sonra mevlitlerden dolay� mahkemelik olduk. O dedi�im Necati ismindeki savc� gene bizim aleyhimizde dava a�m��t�. Dava birka� celse devam etti ama sonu�ta bir �ey ��kmad�. Beraat ettik.�
�
�STADIN VAN HALKI �ZER�NDE OLUMLU B�R ETK�S� VAR
�
Risale-i Nurlar ilk defa yay�l�rken demek halktan muhalif insanlar varm��? A��ktan tav�r alabiliyorlarm��. Oysa Van bir cihette �stad�n memleketi say�l�r. Halk�n bu tavr� nereden kaynaklan�yordu? Bas�n�n yalan yanl�� haberleri ile aleyhteki propagandalar�n etkisinde kalarak m� bunlar� yap�yorlard�? �
�
Evet, halk bas�ndan fazlas�yla etkileniyordu, ama bu vesileyle Risale-i Nurlar� da ��renmi� oluyorlard�. Zaten �stad�n Van halk� �zerinde olumlu bir etkisi vard�. Daha �nce Van’da kald��� i�in �ok iyi bir ��hreti varm��, ama menfi insanlar ��kabiliyor. Bas�n�n da dedi�iniz gibi menfi propagandas�n�n etkisi de oluyordu haliyle…�
�
�
MEVL�T YAPTI D�YE 500 K���N�N �FADES�N� ALDILAR
�
S�z gelmi�ken biraz da isterseniz Van Mevlitlerinin nas�l ba�lad���ndan ve mevlitler olurken neler cereyan etti�inden bahseder misiniz? �
�
Van mevlitlerine ilk defa 1966’da ba�lad�k o g�n��ttihat Gazetesi vard�. Onda da mevlidin ilan�n� vermi�tik. Benim ismimle yay�nlanm��t�. O sene bir sorun ��kmad� 1967’de yapt���m�z mevlitte sorun ��kt�.�
Babada�l�bir savc�vard� o da �iddetle aleyhimizdeydi. Bu defa o devredeydi, mevlidi takip etmi�. Mevlide her taraftan insanlar gelmi�, kalabal�k. Mevlitte ders yapan veya konu�ma yapanlar� tek tek toplamaya ba�lad�lar. G�ltekin bey konu�ma yapm��t� onu ald�lar. Fethi Y�cesoy isminde bir arkada� Hizmet Rehberinin sonundaki mektubu ate�li ate�li okumu�tu, onu almak istediler ama o kayboldu, ka�m��t� bulamam��lard�. Kimi tutuyorlarsa i�eri al�yorlard�. Tahminen 500 ki�iyi i�eri alm��lard�. Hepsinin tek tek ifadelerini alm��lard�. 81 ki�i asliye ceza Mahkemesine sevk ettiler. Biz yedi ki�iyi de a��r cezaya verdiler. Bizi organize edenler olarak tespit etmi�lerdi. Ben, Avukat G�ltekin bey, Rahmi Erdem, Rahmetli M��tak, Kilis taraf�ndan ��retmen Mustafa Ate�men, Erkan, bir de Trabzonlu Bahattin G�rsoy vard�.�
�
SANK� ON Kï¿½ï¿½İ ï¿½LD�RM�� G�B� MUAMELE ED�YORLARDI
�
Onlar� d��ar�dan gelmi� olmalar�na ra�men organizasyonda nas�l g�stermi�lerdi?�
�
Zaten onlar i�in i�ledi�in fiil �nemli de�il. Bahane �ok. Mesela birinin elinde teyp yakalam��lard�. Konu�malar� teybe al�yor diye su� i�lemi� sayd�lar. Birinin elinde avukat�n �antas� var diye alm��lard�. Mesela M��tak’� �yle su�lam��lard�, organize i�inde g�stermi�lerdi. �
�
Yani �imdi bir �anta ta��d�diye mi su�lan�yordu?�
�
Hem de ne su�!�Sanki on ki�i��ld�rm�� gibi muamele ediyorlard�. Biz �imdi rahat rahat anlat�yoruz. Ama �yle de�il, hayli �iddet g�steriyorlard�. Sanki isyan eden bir �eteyi yakalam��lar gibi. Hatta, �ayc� Emin Abi, gelip bizleri ziyaret etmi�ti, o halimize hayli �z�lm��t�. Hatta o savc�lara ve emniyet elemanlar�na “Allah�m hidayet ver” diye dua etmi�ti. Allah rahmet etsin bizi ziyaretten bir iki g�n sonra yanarak �lm��t�. �
Sadece emniyet de�il mahkeme de �ok �iddetli ge�iyordu. Emniyet, savc�lar ve mahkemenin bu �ekilde �iddetli ge�mesi nedeniyle arkada�lar da hayli tedirgindi. Avukat G�ltekin bey Mu�tak’a demi� “cemiyet�ilikten 7 y�l yeriz, 5 y�l nurculuk propagandas�ndan verirler, iki sene de s�rg�n verirler.” �
�
��ER� D��T���M�Z B�R YANA B�R DE ARKADA�LARA MORAL VERMEK DURUMUNDAYDIK
�
Yani ond�rt sene verirler diyor �yle mi?�
�
Evet, (g�l��meler) b�y�k su� i�lemi�iz ya!..�
Biz fazla tedirgin de�ildik. ��nk�, daha �nce �stad zaman�nda ya�anm�� Denizli Mahkemesini biliyoruz, Eski�ehir mahkemesinde bile bu kadar ceza vermemi�ler, �imdi nas�l verecekler? Onlarla teselli buluyorduk. “Bir �ey yapamazlar” diyorduk. Ama M��tak “siz avukattan iyi mi bileceksiniz? Avukat �yle demiyor” diye sitem etmi�ti. �
Daha sonra yemek geldi yemekte ben G�ltekin beye “sen M��tak’a �u��u su�lardan ond�rt sene ceza verirler”�demi�sin do�ru mu?�
Bakt�m ses ��karm�yor. Dedim “var m�s�n on bin liras�na seninle iddiaya girelim?” “Nas�l” dedi. Dedim “senin dedi�in gibi olmayacak, hi�bir �ey yapmayacaklar, Burada noter de var onun huzurunda s�zle�me yapal�m” dedim. Bunun �zerine bizim Avukat, “hay�r falan” dese de iddiaya girmeye cesaret edemedi.�
Onun �zerine M��tak’a dedim “hani ben bilmiyordum o biliyordu, bak i�te iddiaya giremedi demek s�yledikleri olmayacak.”�Onun �zerine M��tak biraz rahatlad�. Di�erlerinin de morali biraz d�zeldi. Yani, bizim durumumuz daha zordu, i�eri d��t���m�z bir yana bir de arkada�lara moral vermek durumundayd�k, kendimizi unutmu�tuk onlar� d���n�yorduk.�
�
BEK�R BERK’TEN SAVCIYA B�Y�K TEPK�
�
Peki Mahkeme nas�l sonu�land�?�
Biz oradayken bir de �ehit vermi�tik. Bizimle beraber hapiste bulunan Erol Kuralkan’�n abisi Rahmetli Hamit Kuralkan �z�nt�den vefat etmi�ti. O da Van’�n e�raf�ndan biri o nedenle millet bu defa bunu bu meseleden bildi ve mahkemeye kalabal�k bir gurup gelmi�ti. “Erol Kuralkan’� b�rak�n karde�inin cenazense gitsin” diye adeta sald�r�ya ge�mi�lerdi. �
Bunun �zerine mahkeme sadece onu serbest b�rakt�. Onu serbest b�rak�nca cemiyet�ilik y�k�lm�� oldu (!) (G�l��meler)�
Ama dedi�im gibi mahkeme �ok �iddetli ge�mi�ti. Savc�iddianamesinde “bunlar sakall�, c�bbeli, laikli�e ayk�r��eyler yap�yorlar”�gibi ifadeler kullan�nca, Rahmetli Bekir Berk kalkt� o savc�n�n y�z�ne bakarak “Leninin p…leri, Leninin kitaplar�n� k�t�phanelere doldurmu� gidip oradan onlar� toplay�p getirsene, bir �slam m�tefekkirinin eserlerini okuyan bu masum insanlar� b�yle ceviz kabu�unu doldurmayacak bahanelerle mahkemeye sevk etmek yerine git o vatan hainlerini topla getir” demi�ti. �
�
Bunun �zerine savc��ok bozuldu b�rakt� mahkemeyi ��kt� gitti. Daha sonra m�ba�irler anlat�yor. Hakimler i�eride onun o haline ve Bekir Berk abinin �yle alayvari ve hakaret i�eren konu�malar�n� birbirlerine anlat�p kahkaha ile g�lm��ler. Ondan sonra da o savc� -ismi Ayhan idi- bir daha mahkemeye girmedi.�
Zaten bir hafta sonra da bizi b�rakt�lar. Yani, o �l�m olay�bizim o meseleyi rahatl�kla atlatmam�z� sa�lam�� oldu. O �iddetli sald�r� bir anda k�r�ld� ve bizi tahliye ettiler. �
O sene �yle ge�ti. 1968’de gene mevlit verdik. Bu defa tekrar emniyetten geldiler. Dediler “ge�en seneki gibi naho��hadiseler olmas�n”�biz de onlara dedik “naho��hadiseleri ��karan biz de�ildik, siz ��kard�n�z”, “yok, biz ge�en sene yoktuk” dediler. Biz de “tamam siz de�ildiniz ama arkada�lar�n�zd�” �ylece biraz kar��l�kl� tart��mam�z oldu. �
�
BED��ZZAMAN PROPAGANDASI� YAPMASINLAR, NURCULUKTAN BAHSETMES�NLER
�
“Bedi�zzaman propagandas� yapmas�nlar, nurculuktan bahsetmesinler”�dediler. Biz de “biz bu mevlidi Bedi�zzaman i�in okutuyoruz, nas�l ondan bahsetmeyece�iz” dedik. Onlara bir misal verdim dedim ki, “biz �ocukken ��retmeler bize ders verdi�inde diyorlard� burun diyemezsin a��z diyemezsin.” “Neden diyemeyiz” diye sordu�umuzda “Padi�ah�n a�z� var, burnu var ondan” bunun �zerine “yok ya! Biz �yle demeyiz” dediler.
“Peki o zaman biz de teybimizi koyal�m siz de teybinizi koyun” dediler. “Olsun elbette koyabilirsiniz” dedik, hakikaten onlar da teyplerini koydular, biz teybimizi koyduk. Mevlitten sonra Yeni �stanbul gazetesi aleyhte bir haber yay�nlam��t�. “Nurculuk propagandas� yapt�lar” diye. Bu defa tekrar dava a�t�lar. Mevl�t Polat’�n abisi vard� Rahmetli Ahmet abi -o zaman Van’da idi- emniyetin kaydetti�i teypleri bir �ekilde sildirtmi�ti. Hatta bu duruma Bekir abi de �ok memnun olmu�tu. Su� delili ortadan kalk�nca 68 mevlidi ile ilgili a��lan dava da bu �ekilde d��m�� oldu.�
�
RAHM� ERDEM’E Z�BEY�R G�ND�ZALP TAVS�YES�
�
Rahmi Erdem’in o d�nemde Kastamonu’ya tayini ��km�� giderken Ankara’da Z�beyir abiye s�yleyince Z�beyir abi bir �ey dememi� sadece “karde�im paralananlar hep paraland�lar” demi�. Bunun �zerine Rahmi abi bunu kendine bir mesaj kabul ederek istifa edip tekrar Van’a d�nm�� ve onunla hayli hizmetleriniz olmu� biraz da ondan bahseder misiniz?�
�
Do�rudur, hatta ben kendisine “gitme memurluktan alaca��n maa�� ben sana vereyim, d�kkanda bana yard�m et, hizmetine de hi�bir �ekilde engel olmam istedi�in zaman hizmet i�in gidebilirsin” demi�tim. O da kabul etmi�ti, d�kkanda kald� daha sonra ben d�kkan� ona terk ettim �stanbul’a gittim. Hakikaten b�y�k hizmetlere vesile oldu.�
�
MEVL�T ���N ARTIK GER� D�NEMEY�Z
�
Mevlitler 1980’e kadar devam etti ama seksen ihtilali ile birlikte durdu, tekrar ge�en y�l yeniden ba�lad�. Buna nas�l karar verdiniz?�
�
Evet, ge�en y�la kadar sabrettik ama ge�en y�l Van’a geldim arkada�lara dedim, “mevlit i�in m�racaat edece�im ve bu gelene�i yeniden ba�latmak istiyorum.” Arkada�lar�n bir k�sm� “hi� zahmet etme, kesinlikle m�saade etmezler” dediler. Hatta baz� arkada�lar ta Konya’dan �� defa bana telefon a�t�lar “m�saade etmezler” diye beni engellemeye �al��t�lar. Ama onlar engellemeye �al��t�klar�nda biz mevlidi gazetede ilan etmi�tik. Dedim “art�k geri d�nemeyiz, gazeteye ilan vermi�iz.” �ylece ba�lad�k daha sonra bana kar�� ��kan arkada�lar da geldiler. Yani, kararl�yd�k sonu� ne olursa olsun yapmak istiyorduk. Allah kolayl�k ihsan etti, bir �ey ��kmad�.�
Zaten
biz bug�ne kadar beklediysek PKK olay�ndan
dolay�bekliyorduk. Cemaate zarar vermesinler diye
yapm�yorduk. Yollarda d��ar�dan gelenlerin �nlerini
keserler zarar verirler diye. �imdi art�k o tehlike de
kalmad�. O nedenle devam ederiz.�
BUG�NLER R�SALE-� NURUN BAYRAMIDIR
�
�zmir’e hicretiniz ne i�in ve ne zaman oldu?
�
Emniyet bizi o kadar fazla yak�n takibe ald�ki her hareketimize m�dahale eder oldu. D�kkan�m�za bir levha as�yoruz su�say�l�yor. Asl�nda ben �stanbul’da bir i��kurmak istiyordum. �stanbul’da Kirazl� Mescit sokaktaki dersanede kalan bir a�abeyin karde�i �zmir’de ortak bir i� kurmam�z� tavsiye etti. �zmir’e gittim bir arsa ald�m. Hemen bir in�aata ba�lad�k.
Evi �zmir’e ta��mak i�in Van’a d�nd���mde Sabahattin Aksakal ve Muhsin Demirel de o s�ra Van’a gelmi�lerdi. Gece ge� saatlere kadar ders sohbet oldu. Yine polis bask�n� ile hepimiz i�eri ald�lar. Diyarbak�r S�k�y�netim’e g�t�rd�ler. Oradan tekrar Van’a g�nderdiler. Bu tutuklama ve a��lan dava ile Sabahattin Aksakal 33 g�n, �shak diye bir arkada��m�z 130 g�n ben ise tam 222 g�n hapis yatt�m. Bu ara �zmir’de in�aat bitmi� dairlerin bir k�sm� sat�lm�� oldu�undan �ok ��k�r para s�k�nt�m�z olmad�.
Nisan ay�nda ba�layan tutukluluk Kas�m ay�nda sona ermi�ti.�
�
Bug�nk� hizmetleri nas�l buluyorsunuz?
�
Bug�nler Risale-i Nurun bayram�d�r. Her �ey serbest. Hizmet etmek isteyenler i�in her imkan var elhamd�lillah.